Karar No : 2020/UH.I-653
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2020/53929 İhale Kayıt Numaralı “Belediye Hizmetlerinin Yürütülmesi İçin Hizmet Aracı Kiralanması ve Yardımcı Personel (Şoför, Operatör ve Tamirci) Destek Hizmet Alım İşi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
Maltepe Belediye Başkanlığı Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü tarafından 10.03.2020 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Belediye Hizmetlerinin Yürütülmesi İçin Hizmet Aracı Kiralanması ve Yardımcı Personel (Şoför, Operatör ve Tamirci) Destek Hizmet Alım İşi” ihalesine ilişkin olarak Hedef Artoba Pers. Dest. Hizm. İnş. Tur. Otom. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin 04.03.2020 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 06.03.2020 tarihli yazısı ile üzerine, başvuru sahibince 16.03.2020 tarih ve 13877 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 14.03.2020 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.
Başvuruya ilişkin olarak 2020/512 sayılı itirazen şikâyet dosyası kapsamında yapılan inceleme neticesinde esas inceleme raporu tanzim edilmiştir.
KARAR:
Esas inceleme raporu ve ekleri incelendi.
İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle,
1 ) Teknik Şartname’nin “Kiralanacak araçların özellikleri” başlıklı 4’üncü maddesinde her bir araç grubunun tariflendiği, bu araçlardan ; binek oto (Tip-1) araç grubu asgari 2015 model, binek oto (Tip-2) araç grubu asgari 2019 model, hidrolik sistemli kurtarıcı (1×30 ay) araç grubu asgari 2018 model, otobüs 45+1 kişilik araç grubu asgari 2010 model, diğer araç gruplarının ise asgari 2014 model ve üzeri şartının yer aldığı, söz konusu düzenlemenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesi ile Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 16’ncı maddesinde yer alan hükümlere aykırı olduğu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı genel fiyat analizlerinde ve Vergi Usul Kanunu’nda ihale konusu araçlara ait amortisman müddetleri belirli iken sebep ve gerekçelerin ne şekilde belirlendiğini bilmediğimiz nedenlerle, araçların büyük çoğunluğunda 2010 ve 2014 model üzeri yaşta istenmek şartı ile amortisman müddeti dolmuş araçların çalıştırılmasına izin verildiği ve yaklaşık maliyette bu amortisman giderine yer verilmek suretiyle kamu zararı oluşturulduğu, oluşturulan bu düzensiz model yılı şartı ile hali hazırda idareye iş yapan yüklenici firma 06 Antika Tur. Taş. Hiz. ve Tem. İnş. San. Dış. Tic. Ltd. Şti. firmasının yaklaşık maliyete yakın bir tutarda yeterlik alacağının malum olduğu, söz konusu düzenlemeler ile kamu zararı oluşturularak, teknik şartnamelerde belirlenecek teknik kriterlerin, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olması, rekabeti engelleyici hususlar içermemesi ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlaması gerekirken tek bir firmaya yönelik teknik özellik tayini yapıldığı, firmaya sağlanan avantajlı koşulların diğer firmaların ekonomik teklif vermesini engellediği, amortisman müddeti dolmuş araçların amortisman giderine yer verilmek suretiyle yaklaşık maliyetin yanlış hesaplanmasına neden olunmakta, yaklaşık maliyetin gerekenden yüksek olarak belirlenerek dolayısıyla sınır değerin de hatalı hesaplanmasına neden olduğu ve kamu zararı oluşacağı ve ihalenin sağlıklı sonuçlandırılamayacağı, bu nedenle yalnızca mevcut yüklenici firmanın yeterlik almasını sağlayacak düzenlemenin amortisman süresi dolmuş araçlara sahip firmalara avantaj sağlayacağı,
2) İdari Şartname’nin “Diğer hususlar” başlıklı 47’nci maddesinde, Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Usul ve Esaslar’a göre bir takım yeterlik kriterlerinin ve birim fiyat teklif cetvelinin 1, 2, 3 ve 4’üncü sırasındaki binek ve pick-up tipi araçlar için teklif edilen kiralama bedellerinin Türkiye Sigorta ve Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliğince yayınlanan araç kasko değerinin % 2’sini aşması halinde söz konusu isteklilerin tekliflerinin reddedileceğinin düzenlendiği, halbu ki birim fiyat teklif cetvelinin 6, 11, 12, 13’üncü satırlarında yer alan engelli taşıma aracı 5+1 kişilik (3 araç x 30 ay), kamyonet panelvan 2+1 (1 araç x 30 ay), kamyonet tek kabin 2+1 (2 araç x 30 ay), kamyonet çift kabin 5+1 (23 araç x 30 ay) araçlarında Bakanlar Kurulu kararı gereği kasko bedelinin % 2’sini aşmayacak kalemler arasında yer aldığı, bu kalemler için de taşıt teklif formunun istenilmesinin gerektiği, söz konusu düzenlemelerin tekliflerin sağlıklı oluşturulmasına engel teşkil edeceği, ve kamu zararına neden olacağı, bu durumun yaklaşık maliyetin yanlış hesaplanmasına da neden olacağı, yaklaşık maliyetin olması gerekenden iki kat yüksek olarak belirlenmiş olduğu, dolayısıyla sınır değerinde yanlış belirlenmiş olduğu, bu nedenle ilgili iş kalemlerine ilişkin olarak isteklilerin teklif ettiği araçların marka, model ve kasko değeri bilgilerinin belirtilmemesi nedeniyle teklif değerlendirme aşamasında kasko sigorta değerinin % 2’sinin aşılıp aşılmadığının kontrolünün yapılamayacağı gibi ihalenin sağlıklı şekilde sonuçlandırılmasına da engel olacağı, 237 sayılı Taşıt Kanunu’nun 6’ncı maddesi ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının “Çift kabin kamyonet” konulu iç genelgesine göre araçlarında kasko sigorta değerinin % 2’sini aşmaması gerektiği, İdari Şartname’de yapılan hatalı düzenlemelerin tekliflerin oluşturulması aşamasında isteklileri yanıltıcı nitelikte olduğu, birim fiyat teklif cetvelinin 6,11,12 ve 13’üncü satırlarında yer alan anılan mevzuat gereği kasko değerinin % 2’sini aşmaması gerekirken idarece bu hususta düzenleme yapılmadığı, bu hususun bu düzenlemeleri dikkate alarak teklif sunacak istekliler ile diğer istekliler arasında çok ciddi farklara neden olacağı,
3) İdarece İhale İlanı’nın “Makine, teçhizat ve diğer ekipmana ait belgeler ve kapasite raporu” başlıklı 4.3.2’nci maddesine ilişkin yayımlanan düzeltme ilanına göre, ihaleye katılımda kendi malı olarak aranması suretiyle henüz ihaleye katılım aşamasında ilk ilanda fazlaca yer almasına rağmen, otobüs 45+1 kişilik grupta ihtiyaç duyulan toplam araç sayısının % 100’ünün yani tamamının kendi malı şartı olarak istenmesi suretiyle, isteklilerin ihaleye katılım aşamasında büyük maddi külfete sokulduğu ve yalnızca mevcut işi yapan yüklenici firmanın ihalede yeterlik sağlamasına olanak sağlayarak 4734 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinde yer alan “Temel ilkeler”e aykırı hareket edildiği, hâlbuki ki Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 41’inci maddesine göre makine, teçhizat ve ekipman için kendi malı olma şartının aranmamasının esas olduğunun bilinmesine rağmen, ihaleye katılımda kendi malı şartı olarak aranması suretiyle henüz ihaleye katılım aşamasında yukarıda bahsi geçen gruplarda ihtiyaç duyulan araç sayısının tamamının kendi malı olarak istenmesi suretiyle isteklilerin maddi külfete sokulduğu ve yalnızca mevcut işi yapan yüklenici firmanın ihalede yeterlik sağlamasına olanak sağlanarak 4734 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinde yer alan “Temel ilkeler”e aykırı hareket edildiği, bu düzenlemenin de iptal edilmesi gerektiği iddialarına yer verilmiştir.
Başvuru sahibinin iddialarının değerlendirilmesi sonucunda aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.
Başvuru sahibinin 1 ve 3’üncü iddialarına ilişkin olarak:
…
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden, işin yapılabilmesi için gerekli görülen makine, teçhizat ve diğer ekipmanın sayısına ve niteliğine dokümanda yer verilmesinin gerektiği, makine, teçhizat ve ekipman için kendi malı olma şartının aranmamasının esas olduğu, ancak İdari Şartname’de düzenlenmesi halinde kendi malı olması istenilen tesis, makine, teçhizat ve diğer ekipmana ait belgelerin başvuru veya teklif kapsamında sunulmasının zorunlu olduğu, bu çerçevede kendi malı olma şartının yeterlik kriteri olarak belirlenebileceği anlaşılmakla birlikte alımın niteliği dikkate alınmak suretiyle, idarelerce temini öngörülen makine ve ekipmandan bir kısmının isteklinin kendi malı olmasına yönelik düzenleme yapılmasının idarelerin takdir yetkisi dâhilinde olduğu anlaşılmakta olup, ayrıca idare tarafından bu takdir yetkisinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeleri”ne aykırı olarak kullanılmaması gerektiği de açıktır.
…
Başvuru sahibinin 3’üncü iddiasına ilişkin olarak yapılan incelemede:
Başvuruya konu ihalede 192 araçtan 52’sinin isteklilerin kendi malı olmasının istenildiği, bu araçların yaklaşık maliyetteki araç bedelleri içerisinde çalışma süreleri de dikkate alındığında araç çalışma bedelleri içerisinde (23.425.186,80/55.198.529,70=%42) orana sahip olduğu görülmüştür.
İhaleye ait ilk ihale ilanında, otobüslere ilişkin olarak 4 adet 29+1 Kişilik Otobüs, 4 adet 35+1 Kişilik Otobüs’ün tamamı ve 4 adet 45+1 Kişilik Otobüsten 2’sinin kendi malı olarak belirlenmişken, yayımlanan düzeltme ilanı ile 4 adet 45+1 Kişilik Otobüs’ün de tamamının isteklilerin kendi malı olmasının istenilerek, nihai olarak söz konusu otobüslerin tamamının isteklilerin kendi malı olarak sunulmasının istenildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen tespitler uyarınca, iddia konusu otobüslerle ilgili L plakaya sahip teknik yeterlik kriterleri ile beraber bu otobüslerin tamamının kendi malı olarak sunulmasının istenildiği ve bu doğrultuda ihalede istenen otobüslerin tamamının isteklilerin kendi malı olmasının istenildiği, idarece başvuru sahibine verilen cevapta, düzeltme ilanı sonrası isteklilerden söz konusu araçların tamamını kendi malı olarak teklif dosyasında sunması istenerek, hizmetin ifasında nasıl azami araç kapasitesinin esas alındığını gösteren somut bir tespiti ve verisinin de bulunmadığı görülmüş olup, başvuru sahibi tarafından düzeltme ilanı neticesinde iddia konusu edilen söz konusu araçların tamamının ihalede yeterlik kriteri olarak istenmesinin ihalede rekabeti daraltıcı nitelik taşıdığı anlaşılmakta olup, nitekim ihalede 13 adet dokuman satın alındığı, ihaleye 5 isteklinin teklif sunduğu ve isteklilerin bu çerçevede değerlendirme dışı bırakılma gerekçelerinin de bulunduğu ve ihalede geçerli teklif sahibi tek bir isteklinin bulunduğu da anlaşıldığından başvuru sahibinin 3’üncü iddiasının yerinde olduğu ve ihalenin iptal edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ancak yine, başvuru sahibi tarafından söz konusu düzenlemelerin belirli bir firmaya yönelik olduğu iddia edilmekle birlikte, iddia dışında bu hususu destekleyecek nitelikte herhangi bir somut belgeye dayalı bir hususa yer verilmediği, dolayısıyla anılan iddiadan hareketle ilgili düzenlemelerin tek bir firmaya yönelik olduğu anlamının çıkarılamayacağı anlaşılmaktadır.