İhaleye Fesat Karıştırma
T.C.
Yargıtay
5. Ceza Dairesi
- İhaleye Fesat Karıştırma Suçu Soruşturması İçin 4483 Sayılı Yasa Uyarınca Soruşturma İzni Alınmasına Gerek Yoktur.
- İhaleye Fesat Karıştırma Suçu Nedeniyle Kamu Davası Açılmış İse Yargılama Aşamasında Suçun Niteliğinin İhmali Davranışla Görevi Kötüye Kullanma Olduğunun Anlaşılması Durumunda Artık Soruşturma İzni Alınmasına Gerek Yoktur.
Esas No:2013/14908
Karar No:2015/17586
K. Tarihi:21.12.2015
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Başvurularının kapsamına göre, O yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan Hazine vekilinin tüm sanıklar haklarında kurulan beraat hükümlerine, sanık M.. Z.. müdafiin ise vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine,
Ancak;
Dairemizce de benimsenen YCGK’nın 21/09/1999 gün ve 208/205 sayılı, 11/06/1996 tarih ve 129/137 sayılı, 02/05/1994 tarih ve 102/130 sayılı içtihatlarına göre kamu görevlileri haklarında gereksiz yere dava açılmasını önlemek ve kamu görevinin aksamadan yürütülmesini sağlamak amacıyla özel soruşturma yöntemine tabi tutuldukları, suçun niteliğini belirleme yetkisinin soruşturma ve iddianame tanzimi sırasında C.Savcısına tanınan haklardan olduğu, izin alınmadan soruşturulacak bir suçtan iddianame ile dava açılması ve kovuşturma aşamasına geçilmiş olması halinde, yeniden soruşturma aşamasına dönülmesi düşünülemeyeceği, somut olayda da sanıkların eylemlerinin ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturduğu iddiasıyla 3628 sayılı Yasa uyarınca yapılan soruşturma sonunda açılan kamu davasında suç niteliğinin değişip, eylemlerinin ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kanısına ulaşılması halinde, 4483 sayılı Yasaya göre soruşturma izni alınmasına gerek bulunmadığı ve yargılamaya devam edilmesi gerektiği, mahkemenin iddianamede yazılı hukuki nitelendirme ile bağlı bulunmadığı, değişen suç vasfına göre ek savunma hakkı vermek suretiyle hüküm tesis edilebileceği nazara alınarak, objektif cezalandırma şartı olan kişi mağduriyeti, kamu zararı veya kişilere haksız menfaat sağlanması unsurlarının oluşup oluşmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eylemlerinin ihmali davranışla görevi kötüye kullanma vasfında olabileceği kabul edilen sanıkların soruşturma izninin bulunmaması sebebiyle ihaleye fesat karıştırma suçundan beraatlerine ve suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi,
Kabule göre de;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.” biçimindeki düzenleme nazara alınarak, kendisini vekille temsil ettiren ve beraatine karar verilen M.. Z.. lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısı, katılan Hazine vekili ve sanık M.. Z.. müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
- Published in YARGITAY KARARLARI
Yedek Aracın Birim Fiyat Teklif Cetvelinde Yer Alması Gerektiği
- AŞIRI DÜŞÜK SORGULAMA YAZISI
- HİZMET AŞIRI DÜŞÜK
- YEDEK ARACIN BİRİM FİYAT TEKLİF CETVELİNDE GÖSTERİLMESİ
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2015/46317 İhale Kayıt Numaralı “109 Kişi Ve 12 Ay Süre İle Aile Yaşam Merkezleri, 54 Kişi Ve 11 Ay Süre İle Belmek Kursları, 63 Kişi Ve 9 Ay Süre İle Hanım Lokalleri Genel Temizlik İşi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından 08.06.2015 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan 2015/46317 ihale kayıt numaralı “109 Kişi ve 12 Ay Süre ile Aile Yaşam Merkezleri, 54 Kişi ve 11 Ay Süre ile Belmek Kursları, 63 Kişi ve 9 Ay Süre ile Hanım Lokalleri Genel Temizlik İşi” ihalesine ilişkin olarak Özkaynak Sosyal Hizm. Bilg. Sağlık Tem. Hizm. Yem. İnş. Taş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin 02.06.2015 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 04.06.2015 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibi 11.06.2015 tarih ve 49517 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 11.06.2015 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 12.08.2015 tarihli ve 2015/UH.I-2201 sayılı karar ile “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.
Anılan Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle, Özkaynak Sosyal Hizm. Bilg. Sağlık Tem. Hizm. Yemek İnş. Taş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından açılan davada, Ankara 14. İdare Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve E:2015/2257, K:2015/1379 sayılı kararında “…Davacı şirketin birinci iddiasına ilişkin olarak;
…Şartnamelerde yer alan düzenlemeler incelendiğinde; halı ve perdeler ile dış cam temizliği konusundaki hizmetlerin temizlik malzemeleri listesinde yer alan malzemelerle ihale konusu iş kapsamında görev alacak personel marifetiyle yerine getirileceği dikkate alındığında, söz konusu hizmetlerin birim fiyat teklif cetvelinde ayrı bir iş kalemi olarak yer almasına gerek olmadığı, bahse konu düzenlemelerin isteklilerin sağlıklı teklif oluşturmasına engel teşkil etmediği, dolayısıyla bu giderlere İdari Şartnamenin “Teklif fiyata dahil olan giderler” başlıklı 25’inci maddesinde yer verilmesine ve bu giderlere ilişkin birim fiyat teklif cetvelinde ayrı bir satır açılmasına gerek olmadığı anlaşılmakla, davacı şirketin bu iddiası yerinde bulunmamaktadır.
Ancak; Teknik Şartnamede yer alan, yüklenicinin, idarenin her türlü denetim ve kontrolleri için; günlük azami 100 km yol yapacak en az 1550cc motor hacimli, dizel motor, en az 2013 model veya üzeri 1 adet hafif ticari 4+1 koltuklu aracı idarenin emrine vermekle yükümlü olduğu ve aracın yakıt, şoför, tamir, bakım, onarım, yedek parça, trafik kazası, trafik cezası, zorunlu trafik sigortası ve kasko sigortası tüm giderlerinin yükleniciye ait olacağı, aracın kullanılmayacak hallerde yerine aynı gün içerisinde yedek araç yüklenici tarafından temin edileceği yolundaki düzenlemeye konu günlük azami 100 km yapacak, belirli özelliklere sahip, şoförü ve yakıt dahil tüm masrafları yükleniciye ait aracın önemli bir gider kalemi oluşturduğu açık olduğundan idari şartnamede teklif fiyata dahil giderler arasında gösterilmesi ve birim fiyat teklif cetvelinde ayrı bir iş kalemi olarak yer alması gerektiği, mevcut birim fiyat teklif cetvelinin temizlik personeli ve temizlik malzemeleri iş kalemlerinden oluştuğu dikkate alındığında bu gider kalemini karşılamadığı, İdari Şartname’nin “25.3.4. Diğer giderler: Teknik Şartname’de belirtilen tüm giderler” kapsamı içinde değerlendirilmesinin isteklilerin sağlıklı teklif oluşturmasına engel teşkil edeceği sonucuna varıldığından, bu yönden dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Davacı şirketin ikinci iddiasına gelince;
…Dolayısıyla yüklenici tarafından belli bir süre boyunca devamlı olarak verilecek bir hizmet niteliğinde olan ihale konusu işin bedelinin dönemler halinde ödenmeden yaptırılacağına yönelik ihale dokümanında bir düzenleme bulunmadığı gibi yapılan düzenlemeler, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nde yer alan “…Hakediş raporu, yüklenici veya vekili tarafından imzalandığı tarihten başlamak üzere en geç sözleşmesinde yazılı sürenin sonunda, eğer sözleşmede bu hususta bir kayıt yoksa otuz gün içinde tahakkuka bağlanır. Bu tarihten başlamak üzere otuz gün içinde de ödeme yapılır” şeklindeki düzenlemesine aykırı olmadığı anlaşıldığından, davacı şirketin bu konudaki iddialarının yerinde olmadığı, dolayısıyla dava konusu Kurul kararının bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Davacı şirketin üçüncü iddiasına gelince;
…Olayda: Kurulca, 6552 sayılı Kanun’un 8’inci maddesi uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet işlerinde kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına ödeneceği düzenlendiğinden, bu tazminatın teklif fiyata dahil bir maliyet olarak değerlendirilmesi gerektiği, ihbar tazminatı konusunda yüklenicinin sorumluluğu devam ediyorsa da olası ihbar tazminatı giderlerinin %4 sözleşme giderleri ve genel giderlere yansıtılmak suretiyle teklif fiyatının oluşturmasının mümkün olduğu gerekçesiyle söz konusu iddia yerinde görülmemiş ise de; 6552 sayılı Kanun’un 8’inci maddesiyle 4857 sayılı Kanun’un 112’nci maddesine eklenen fıkralara göre, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet işlerinde kıdem tazminatının ödenmesine ilişkin yükümlülükler ilgili kurum ve kuruluşlara ait olup, Teknik Şartname’de aksi yönde getirilen düzenleme ile bu yükümlülüğün yüklenicilere verilmesinin anılan Kanun hükmüne aykırılık teşkil edeceği gibi, iş hukukunun genel ilkeleri uyarınca asıl işveren-alt işveren hukuki sorumluluk kuralları çerçevesi dışına çıkılması ve bu durumun işçi aleyhine neticeler doğurması sonuçlarına varabileceği, ihbar tazminatının da Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78.30’uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan genel giderler kapsamında değerlendirilmesine imkan bulunmadığı, zira anılan bentte yapılan değişiklik ile “kıdem ve ihbar tazminatları” ibaresinin metinden çıkarıldığı, dolayısıyla bu belirsizlik ve anılan Kanun’a aykırılık karşısında Teknik Şartname’de yer alan söz konusu düzenlemenin başvuruya konu ihalede isteklilerin ihaleye katılma ve tekliflerini hazırlama davranışları üzerinde olumsuz etkiler doğurarak ihalede rekabet, saydamlık ve güvenirlik ilkelerini zedeleyeceği açık olduğundan, bu hususa yönelik itirazen şikayet başvurusunun reddedilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Kurul kararının davacı şirketin 1’inci iddiasının araç teminin önemli bir gider kalemi olduğuna dair kısmı ile 3’üncü iddiasına yönelik kısmının iptaline, davacı şirketin diğer iddialarına yönelik kısmı hakkında davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle;
1- Kamu İhale Kurulunun 12.08.2015 tarihli ve 2015/UH.I-2201 sayılı kararının başvuru sahibinin 1’inci iddiasının araç temini giderine İdari Şartname’de yer verilmesi ve birim fiyat teklif cetvelinde ayrı satır açılması gerektiğine yönelik kısmı ile 3’üncü iddiasına yönelik kısmının iptaline,
2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (a) bendi gereğince ihalenin iptaline,
Oybirliği ile karar verildi.
- Published in HİZMET AŞIRI DÜŞÜK, KİK KARARLARI
Sözleşmeye Aykırılık Nedeniyle Fesihte Görevli Yargı Yolu Adli Yargıdır
T.C.
UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
HUKUK BÖLÜMÜ
- 4734 sayılı Yasa’ya göre ihale edilerek sözleşmeye bağlanan “Personel Taşıma” işinde, yüklenici tarafından servis hizmeti taşımacılığı hizmetindeki aksaklıkların yapılan uyarılara rağmen giderilmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshine ilişkin davalı idare işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
- ESAS NO : 2015 / 707 KARAR NO : 2015 / 762 KARAR TR : 30.11.2015
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde; “Davalı idare tarafından 2013/51186 ihale kayıt numaralı “Personel Taşıma” işine ait ihale 30.05.2013 tarihinde gerçekleştirilmiş olup müvekkil şirket tarafından ihaleye sunulan teklif en avantajlı teklif olarak belirlenmiş ve 28.06.2013 tarihinde müvekkil şirket ile sözleşme imzalanmıştır. Bu aşamadan sonra ise davalı İdare tarafından yasal dayanaktan yoksun gerekçelerle sözleşme hükümlerinde yer almayan hususlarda müvekkil şirket tarafından ifa edilen hizmet işiyle ilgili cezai işlemler ve hakediş kesintileri uygulanmış, 17.01.2014 tarihinde de sözleşme tek taraflı olarak feshedilerek 167.000,00 TL tutarındaki kesin teminat irat kaydedilmiş, müvekkil şirket hakkında ihalelerden 1 yıl süre ile yasaklama kararı verilmiştir. Davalı idarenin sözkonusu işlemi nedeni ile müvekkil şirket ciddi anlamda zarara uğradığı gibi ticari itibarı da zedelenmiştir.
Müvekkil şirket tarafından davalı idareye yapılan 07.08.2014 tarihli başvuru ile; davalı idare ile sözleşme imzalama aşamasında müvekkil şirketin 13.256,72.-TL tutarında vergi borcu olduğu Mithatpaşa Vergi Dairesinin 24.06.2013 tarihli yazısı (Ek-3) ile de sabitken davalı idare tarafından 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve mevzuatına aykırı olarak müvekkil şirket ile sözleşme imzalandığı, vergi borcuna ilişkin belgelerin davalı İdareye ibraz edilmesine rağmen müvekkil şirket yetkililerine sözleşme imzalanmadığı takdirde teminatın irat kaydedileceği belirtilerek müvekkil şirket ile davalı idare arasında kanuna aykırı bir sözleşme imzalandığı, daha sonra ise sorumluluğu müvekkil şirkete yüklenmesi mümkün olmayan sebeplere dayalı olarak sözleşmenin feshedildiği, fesih işlemi nedeni ile de aslında yok hükmünde olan bir sözleşmeye dayalı olarak 63.000,00.-TL ceza bedeli tahsil edildiği ve 167.000,00.-TL tutarında olan kesin teminatımızın irat kaydedildiği ve müvekkil şirket hakkında ihalelerden 1 yıl süre ile yasaklama kararı verildiği belirtilerek usule ve kanuna aykırı imzalanmış olan ve aslında yok hükmünde olan bir sözleşme nedeniyle müvekkil şirketin ödemek durumunda kaldığı irat kaydedilen 167.000,00.-TL teminatın ve davalı idareye ödenen 63.000,00.-TL tutarındaki ceza bedelinin ve 15.849,50.-TL tutarındaki sözleşme damga vergisi bedelinin iadesi ve ilgililer hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması talep edilmiş; davalı idare tarafından da sözleşme imzalandığı tarihte toplam vergi borcunun 3.393,83 TL olduğu, Kamu İhale Kanunu Genel Tebliği uyarınca toplam 5.000,00TL altındaki borçların vergi borcu olarak kabul edilemeyeceği, hu nedenle sözleşme imzalandığı, sözleşmenin feshine ilişkin olarak da müvekkil şirkete yazılan yazılarla teknik şartname ve sözleşmeye aykırı hususların giderilmesinin talep edilmesine rağmen hizmette aksaklıkların düzeltilmesi hususunda herhangi bir iyileşme olmadığından 14.01.2014 tarihinde sözleşmenin feshedildiği belirtilerek müvekkil şirket talepleri ile ilgili yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığı belirtilmiştir. Davalı idare işlemi açıkça hukuka aykırı olmakla iptali gerekmektedir. Şöyle ki;
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 10. maddesinin son fıkrasının (d) bendinde kesinleşmiş vergi borcu olan isteklilerin ihale dışı bırakılacağı hüküm altına alınmıştır.
Davalı İdare ile müvekkil şirket arasında sözleşme imzalanması aşamasında davalı idareye de ibraz edilen Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 24.06.2013 tarihli yazısı içeriğinden müvekkil şirketin 30.05.2013 tarihi itibarı ile Kamu İhale Mevzuatı kapsamında vadesi geçmiş toplam 13.256,82 TL vergi borcu bulunduğu açıkça belirlenmektedir.
Davalı İdare tarafından tarafımızca iptal davasına konu edilen 29.08.2014 tarihli yazıda gerekçe gösterilen 22.08.2009 tarih ve 27327 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Kamu İhale Genel Tebliği’nde açıkça toplam 5.000,00 TL’yi aşan tutarlardaki borçların vergi borcu kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu çerçevede müvekkil şirketin vergi borcu olduğu ve bu borç tutarının da Kamu İhale Genel Tebliğinde belirlenmiş olan 5.000,00.-TL’nin üzerinde olduğu son derece açık ve belirlenebilir iken davalı İdarenin mevzuatta öngörüldüğü gibi ihalenin iptal edilmesi gerekirken, müvekkil şirket ile mevzuata aykırı bir şekilde sözleşme imzalanmıştır. Müvekkil şirket ile imzalanan sözleşme yok hükmünde bir sözleşme olmakla daha sonra bu sözleşmeye dayalı olarak sözleşme feshedilmek suretiyle, müvekkil şirketin kesin teminatının irat kaydedilmesi, müvekkil şirkete ceza bedeli ödetilmesi ve müvekkil hukuka aykırıdır.
Davalı İdare tarafından sözleşmenin feshine gerekçe olarak gösterilen nedenler de hukuki dayanaktan yoksun ve tamamen kötü niyetlidir. Davalı idare tarafından 17.01.2014 tarihinde personel servis hizmeti taşımacılığı hizmetinde aksaklıklar meydana geldiği ve yapılan uyarılara rağmen bu aksaklıkların giderilmediği gerekçesi ile müvekkil şirket ile imzalanan hukuka aykırı sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirerek müvekkil şirket tarafından yatırılan kesin teminatın irat kaydedilmesine karar verilmişse de; davalı İdare tarafından müvekkil şirkete gönderilen 21.11.2013 tarihli ihtarnameye cevaben gönderilen 06.12.2013 tarihli ihtarnamede de belirtildiği üzere müvekkil şirkete gönderilen ihtarnamede belirtilen servis saatlerinde yaşanan gecikmelere ilişkin aksaklıkların çoğu Kurum personelinden kaynaklanmakta olup karşılaşılan sorunlar defalarca sözlü ve yazılı olarak davalı İdareye bildirilmiş olmasına karşın bu aksaklıkların giderilmesi için davalı İdare tarafından hiçbir girişimde bulunulmamıştır.
Görüldüğü üzere davalı İdare hukuka aykırı olarak imzaladığı ve aslında yok hükmünde olan sözleşme hükümlerini de tek taraflı ve müvekkil şirket zararına olacak şekilde yorumlamıştır. Kaldı ki müvekkil şirket hakkında tutulan kayıtlar da taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin 20. maddesine aykırı şekilde yapılmıştır.
Davalı idare tarafından sözleşmenin feshine gerekçe olarak gösterilmiş olan tutanaklar incelendiğinde de; muayene ve kabul komisyonlarının ve kontrol teşkilatlarının sağlıklı oluşturulmadığı, afaki kişiler tarafından düzenlenen ve standart formlara içerik olarak benzemeyen tutanakların düzenlendiği, bu tutanaklarda müvekkil şirket veya yetkililerinin imzalarının bulunmadığı açık olup davalı İdare 4735 sayılı Kanunun 4. ve 11. maddelerine aykırı davrandığı da kuşkusuzdur.
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu gereğince imzalanan sözleşmeler özel hukuk sözleşmeleri kapsamında olmakla taraflar eşit olarak kabul edilmektedir. Nitekim 4735 sayılı Kanununun 4. maddesinde de bu kanun kapsamında yapılan kamu sözleşmelerinin taraflarının sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahip olduğu, kanunun yorum ve uygulanmasında bu prensibin gözönünde bulundurulacağı hükme bağlanmış olmasına karşın davalı İdare kanuna aykırı olarak imzalanmış sözleşme hükümlerini yine kanuna aykırı bir şekilde yorumlayarak sözleşmeyi fesih yoluna gitmiş ve müvekkil şirketin mağduriyetine neden olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idarenin müvekkil şirket talebini reddine dair işlemi hukuka aykırı olup iptali gerekmektedir.
Davalı idarenin dava konusu işlemi açıkça hukuka aykırı olup davalı idarenin işlemleri nedeniyle müvekkil şirketin ticari itibarı zedelendiği gibi müvekkil şirket açısından maddi açıdan telafisi imkansız zararlar da doğmuş bulunmaktadır. Bu nedenle Sayın Mahkemenizce öncelikle yürütmenin durdurulması kararı verilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce re’sen ele alınacak nedenlerle; Müvekkil şirketin 07.08.2014 tarihli müvekkil şirket ile usulsüz sözleşme imzalanmış olması nedeni ile 26.406,54.-TL tutarındaki sözleşme damga vergisi bedeli, 15.849,50.-TL tutarındaki karar pulu bedeli, 63.000,00.-TL tutarındaki ceza bedeli ile irat kaydedilen 167.000,00.-TL kesin teminat bedelinin iadesi ile ilgililer hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatılması talebinin reddine ilişkin davalı İdarenin 29.08.2014 tarih ve 46856605-802-31044 sayılı işleminin öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve sonuçta iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim.” demek suretiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
Davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.
Ankara 2.İdare Mahkemesi: 19.12.2014 gün ve E:2014/1724 sayı ile özetle, “(…) dava konusu edilen işlem sözleşme imzalandıktan sonra tesis edilse dahi, idarenin kamu gücüne dayalı olarak ve tek taraflı iradesiyle sözleşmeyi feshetmesinden kaynaklandığı görülen zararın tazmini istemiyle açılan bu davaya bakmakla idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görev alanına girdiğinden, davalı idarenin uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerlerine ait olduğunu belirterek yaptığı görev itirazının reddine” şeklinde karar vermiştir.
Davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekilinin, adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı: “Dava dosyasının incelenmesinde; Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından 30/05/2013 tarihinde personel taşımacılığı hizmet alımı için yapılan ihale sonucunda davacı şirket ile imzalanan 28/06/2013 tarihli sözleşmenin 17/01/2014 tarihinde davalı idarece feshedilmesinin ardından, 26.406,54 TL tutarındaki sözleşme damga vergisi, 15.849,50 TL tutarındaki karar pulu ve 63.000.00 TL tutarındaki ceza bedeli ile irat kaydedilen 167.000,00 TL kesin teminat bedelinin yasal faizi ile birlikte iadesi talebinin reddine ilişkin 29/08/2014 tarih ve 31044 sayılı işlemin iptali istemiyle Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğüne karşı açılan davada, davalı idarenin görev itirazının mahkemece reddi üzerine görev uyuşmazlığı çıkarılması talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin 1. numaralı bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.
Kamu kumrularınca alman idari kararların yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek açılan ve 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde tanımlanan iptal davalarının amacı, idari işlemlerin idari yargı organlarınca denetlenerek, idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasıdır.
Öte yandan; 04.01.2002 tarih ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1 .maddesinde; “Bu Kanunun amacı, kamu hukukuna tabi olan ve kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri belirlemektir.” denilmiştir.
“Kapsam” başlıklı 2. maddesinde ise; “Aşağıda belirtilen idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hükümlerine göre yürütülür:
- a) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı; döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (meslekî kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç), tüzel kişiler,
- b) Kamu iktisadi kuruluşları ile iktisadi devlet teşekküllerinden oluşan kamu iktisadi teşebbüsleri,
- c) Sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (mesleki kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumlan hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar,
- d) (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler,
- e) 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketlerin yapım ihaleleri.
Ancak, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bu Fonun hisselerine kısmen ya da tamamen sahip olduğu bankalar, 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ve bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler ((e) bendinde belirtilen yapım ihaleleri hariç) 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankaların 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa tabi gayrimenkul yatırını ortaklıkları ile enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren teşebbüs, işletme ve şirketler bu Kanun kapsamı dışındadır.” hükümlerine yer verilmiştir.
05.01.2002 tarih ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde; “Bu Kanun, Kamu İhale Kanununa tabi kurum ve kuruluşlar tarafından söz konusu Kanun hükümlerine göre yapılan ihaleler sonucunda düzenlenen sözleşmeleri kapsar.” denilmiş, “ilkeler” başlıklı 4.maddenin 3fıkrasında; “…Bu Kanun kapsamında yapılan kamu sözleşmelerinin tarafları, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir, ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerinde bu prensibe aykırı maddelere yer verilemez. Kanunun yorum ve uygulanmasında bu prensip göz önünde bulundurulur.” hükmü yer almaktadır.
Konu ile ilgili olarak Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 29/12/2014 tarihli ve 2014/1097 Esas, 2014/1145 sayılı kararında “Belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde, 4734 sayılı Kamu ihale Kanunu ile 4735 sayılı Kamu ihale Sözleşmeleri Kanunu’nun kamu hukukunu ilgilendiren yasalar olması nedeniyle, sözleşme aşamasına kadar yasaya dayanılarak idarece alınan karar ve yapılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların idari yargı yerinde, sözleşme yapıldıktan sonra sözleşme hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkların ise sözleşme ve özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerekmekte ise de, sözleşme yapıldıktan sonra tesis edilse bile sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmayan, sözleşmeden doğan bir hak veya alacağın takibi niteliğini taşımayan, idarenin kamu gücüne dayanarak ve tek yanlı olarak tesis ettiği idari işlemlerin iptali istemiyle açılan veya bu nitelikteki idari işlemler nedeniyle doğan tazminat istemleri nedeniyle açılan davaların da idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır, idari sözleşmeler, idarelerin tek yanlı, kamusal yetkiye dayanarak, kamu hizmetinin gereklerinin yerine getirilmesi için kamu yararı amacı ile taraflar arasında akdedilen ve idareye üstün hak ve yetkiler veren, gerektiğinde tek yanlı değişiklik ve fesih yetkisini de idareye tanıyan nitelikte sözleşmelerdir. Kamu idarelerinin özel hukuk alanında akdettikleri sözleşmelerin ise; idari sözleşme niteliği taşımayıp, özel hukuk kurallarına göre düzenlendiği kuşkusuzdur. Öte yandan, idarelerce mal veya hizmet alımı için ihaleye çıkılması safhasında ihalenin sonuçlanıp kesinleşmesine kadar geçen aşamada tesis edilen işlemlerin idari nitelikte olduğu kabul edilmekte ve bu aşamada ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümünün idari yargı yerler ine,ihalenin kesinleşmesi ve sözleşmenin akdedilmesinden sonraki aşamada idare ile yüklenici arasındaki sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün ise özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerlerine ait olduğunda kuşku bulunmamaktadır. ” hususları vurgulanmıştır.
Yine, Uyuşmazlık Mahkemesinin benzer nitelikteki 13/10/2014 tarih ve 2014/671 Esas-2014/890 Karar; 04/06/2013 tarih ve 2013/394 Esas-2013/881 Karar; 16/06/2003 tarih ve 2003/47 Esas-2003/51 Karar sayılı kararlarında da; sözleşme aşamasına kadar kanuna dayanılarak idarece alman karar ve yapılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların idari yargı yerinde, sözleşme yapıldıktan sonra sözleşme hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkların ise sözleşme ve özel hukuk hükümlerine göre adlî yargı yerinde görülmesi gerektiği hususu genel kabul görmektedir.
Somut olayda, personel taşımacılığı ihalesini kazanan davacı şirketin hizmet alımına ait sözleşmeye aykırı olarak yüklendiği işi süresinde yerine getirmediği gerekçesiyle davalı idare tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği, davacı şirketin ise hukuka aykırılığını ileri sürdüğü bu işlemin iptalini talep ettiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.” demek suretiyle, 2247 sayılı Yasa’nın 10 ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.
Danıştay Başsavcısı: “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2/1 maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.
Görüldüğü üzere, İdare Hukuku kuralları içinde kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade beyanıyla tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar sebebiyle açılan davaların görüm ve çözümü İdari Yargının görev alanında bulunmaktadır.
Öte yandan, Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi içtihatlarına göre; ihale sonrası sözleşme imzalanıncaya kadar meydana gelen uyuşmazlıkların idari yargıda, sözleşmenin imzalanmasından sonra ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların ise özel hukuk hükümlerine göre adli yargıda çözümü gerekmektedir.
Somut olayda, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünce Personel Taşımacılığı Hizmet Alımı için yapılan ihale sonucunda davacı şirket tarafından vergi borcu olduğu halde taraflar arasında en baştan usule aykırı olarak sözleşme imzalandığından dolayı uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açılmışsa da, ihaleyi kazanan davacı şirketin yüklendiği işi, hizmet alımına ait sözleşme hükümlerine aykırı olarak yerine getirmediği gerekçesiyle ihale sözleşmesi feshedilmiş olup, davacı şirket tarafından da sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle uğradığı zararların tazmini istenmektedir.
Bu durumda, kesinleşen ihale sonrasında taraflar arasında imzalanan ihaleye konu işin yapımına ilişkin sözleşmenin uygulanması aşamasında ortaya çıkan uyuşmazlıklardan kaynaklanan ve anılan sözleşmenin idarece feshedilmesinden sonra davacı şirketin uğradığı zararın tazminine karar verilmesi istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
SONUÇ: Açıklanan nedenle, 2247 sayılı Kanun’un 13. maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulünün uygun olacağı düşünülmektedir.” şeklinde yazılı düşünce vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 30.11.2015 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekilinin anılan Yasanın 10/2.maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü açısından 2247 sayılı Yasa’nın 10 ve 13.maddelerinde öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından 30/05/2013 tarihinde personel taşımacılığı hizmet alımı için yapılan ihale sonucunda davacı şirket ile imzalanan 28/06/2013 tarihli sözleşmenin 17/01/2014 tarihinde davalı idarece feshedilmesinin ardından, 26.406,54 TL tutarındaki sözleşme damga vergisi, 15.849,50 TL tutarındaki karar pulu ve 63.000.00 TL tutarındaki ceza bedeli ile irat kaydedilen 167.000,00 TL kesin teminat bedelinin yasal faizi ile birlikte iadesi talebinin reddine ilişkin 29/08/2014 tarih ve 31044 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan incelemede; Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından “Personel Taşımacılığı Hizmet Alımı” için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında açılan ihaleyi kazanan davacı RE-DA-PA Tur. Rek. Dağ. Paz. Tur. Nak. İnş. Mak. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı idare arasında 4735 sayılı Kamu ihale Sözleşme Kanunu çerçevesinde işin yapımı için sözleşme ve eki şartname imzalanarak işin yapımı aşamasına geçildiği, sonrasında davalı idare tarafından ihale kapsamındaki işin süresinde gerçekleştirilmediğinden bahisle 14/01/2014 tarihli ve 1571 sayılı Makam Olur’u ile sözleşmesinin tek taraflı feshedilmesine karar verildiği, davacı şirket tarafından bu işlemin iptali istemi ile görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
04.01.2002 tarih ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun ”Amaç” başlıklı 1.maddesinde; ”Bu Kanunun amacı, kamu hukukuna tabi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri belirlemektir.” denilmiştir.
“Kapsam” başlıklı 2. maddesinde de; “Aşağıda belirtilen idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hükümlerine göre yürütülür:
- a)Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı; döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (meslekî kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç), tüzel kişiler,
- b)Kamu iktisadi kuruluşları ile iktisadi devlet teşekküllerinden oluşan kamu iktisadi teşebbüsleri,
- c) Sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (mesleki kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar,
- d) (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler,
- e)4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketlerin yapım ihaleleri
Ancak, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bu Fonun hisselerine kısmen ya da tamamen sahip olduğu bankalar, 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ve bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler ( (e) bendinde belirtilen yapım ihaleleri hariç) 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankaların 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa tabi gayrimenkul yatırım ortaklıkları ile enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren teşebbüs, işletme ve şirketler bu Kanun kapsamı dışındadır.” denilmiştir.
05.01.2002 tarih ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun ”Kapsam” başlıklı 2. maddesinde; ”Bu Kanun, Kamu İhale Kanununa tabi kurum ve kuruluşlar tarafından söz konusu Kanun hükümlerine göre yapılan ihaleler sonucunda düzenlenen sözleşmeleri kapsar.” denilmiş, ”İlkeler” başlıklı 4.maddenin 3.fıkrasında; ”…Bu Kanun kapsamında yapılan kamu sözleşmelerinin tarafları, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir. İhale dokümanı ve sözleşme hükümlerinde bu prensibe aykırı maddelere yer verilemez. Kanunun yorum ve uygulanmasında bu prensip göz önünde bulundurulur.” denilmiştir.
Belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun kamu hukukunu ilgilendiren yasalar olması nedeniyle, sözleşme aşamasına kadar yasaya dayanılarak idarece alınan karar ve yapılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların idari yargı yerinde, sözleşme yapıldıktan sonra sözleşme hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkların ise sözleşme ve özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerekmekte ise de, sözleşme yapıldıktan sonra tesis edilse bile sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmayan, sözleşmeden doğan bir hak veya alacağın takibi niteliğini taşımayan, idarenin kamu gücüne dayanarak ve tek yanlı olarak tesis ettiği idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan veya bu nitelikteki idarî işlemler nedeniyle doğan tazminat istemleri nedeniyle açılan davaların da idarî yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
İdari sözleşmeler, idarelerin tek yanlı, kamusal yetkiye dayanarak, kamu hizmetinin gereklerinin yerine getirilmesi için kamu yararı amacı ile taraflar arasında akdedilen ve idareye üstün hak ve yetkiler veren, gerektiğinde tek yanlı değişiklik ve fesih yetkisini de idareye tanıyan nitelikte sözleşmelerdir. Kamu idarelerinin özel hukuk alanında akdettikleri sözleşmelerin ise; idari sözleşme niteliği taşımayıp, özel hukuk kurallarına göre düzenlendiği kuşkusuzdur.
Öte yandan, idarelerce mal veya hizmet alımı için ihaleye çıkılması safhasında ihalenin sonuçlanıp kesinleşmesine kadar geçen aşamada tesis edilen işlemlerin idari nitelikte olduğu kabul edilmekte ve bu aşamada ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümünün idari yargı yerlerine, ihalenin kesinleşmesi ve sözleşmenin akdedilmesinden sonraki aşamada idare ile yüklenici arasındaki sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün ise özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerlerine ait olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Somut olayda, ihaleyi kazanan davacı şirketin, sözleşmeye aykırı olarak yüklendiği işi süresinde yerine getirmediği gerekçesiyle davalı idare tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği, davacı şirketin ise, hukuka aykırılığını öne sürdüğü bu işlemin iptalini talep ettiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Ankara 2. İdare Mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 2. İdare Mahkemesince verilen 19.12.2014 gün ve E:2014/1724 sayılı KARARIN KALDIRILMASINA, 30.11.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
- Published in UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu
KAMU İHALE SÖZLEŞMELERİ KANUNU
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar ve İlkeler
Amaç
Madde 1– Bu Kanunun amacı, Kamu İhale Kanununa göre yapılan ihalelere ilişkin sözleşmelerin düzenlenmesi ve uygulanması ile ilgili esas ve usulleri belirlemektir.
Kapsam
Madde 2- Bu Kanun, Kamu İhale Kanununa tabi kurum ve kuruluşlar tarafından söz konusu Kanun hükümlerine göre yapılan ihaleler sonucunda düzenlenen sözleşmeleri kapsar.
Tanımlar
Madde 3- Bu Kanunun uygulanmasında Kamu İhale Kanununda yer alan tanımlar geçerlidir.
İlkeler
Madde 4- Bu Kanuna göre düzenlenecek sözleşmelerde, ihale dokümanında yer alan şartlara aykırı hükümlere yer verilemez.
Bu Kanunda belirtilen haller dışında sözleşme hükümlerinde değişiklik yapılamaz ve ek sözleşme düzenlenemez.
Bu Kanun kapsamında yapılan kamu sözleşmelerinin tarafları, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir. İhale dokümanı ve sözleşme hükümlerinde bu prensibe aykırı maddelere yer verilemez. Kanunun yorum ve uygulanmasında bu prensip göz önünde bulundurulur.
İKİNCİ BÖLÜM
Sözleşmelerin Düzenlenmesi
Tip sözleşmeler
Madde 5- Bu Kanunun uygulanmasında uygulama birliğini sağlamak üzere mal veya hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin Tip Sözleşmeler Resmi Gazetede yayımlanır.
(Değişik ikinci fıkra: 20/11/2008-5812/31 md.) İdarelerce yapılacak sözleşmeler Tip Sözleşme hükümleri esas alınarak düzenlenir. Mal ve hizmet alımlarında, Kurumun uygun görüşü alınmak kaydıyla istekliler tarafından hazırlanması mutat olan sözleşmeler kullanılabilir.
Sözleşme türleri
Madde 6- Kamu İhale Kanununa göre yapılan ihaleler sonucunda;
- a) Yapım işlerinde; uygulama projeleri ve bunlara ilişkin mahal listelerine dayalı olarak, işin tamamı için isteklinin teklif ettiği toplam bedel üzerinden anahtar teslimi götürü bedel sözleşme,
- b) Mal veya hizmet alımı işlerinde, ayrıntılı özellikleri ve miktarı idarece belirlenen işin tamamı için isteklinin teklif ettiği toplam bedel üzerinden götürü bedel sözleşme,
- c) Yapım işlerinde; ön veya kesin projelere ve bunlara ilişkin mahal listeleri ile birim fiyat tariflerine, mal veya hizmet alımı işlerinde ise işin ayrıntılı özelliklerine dayalı olarak; idarece hazırlanmış cetvelde yer alan her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için istekli tarafından teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme,
- d) (Ek: 1/6/2007-5680/3 md.; Değişik: 20/11/2008-5812/32 md.) Yapım işlerinde; niteliği itibarıyla iş kalemlerinin bir kısmı için anahtar teslimi götürü bedel, bir kısmı için birim fiyat teklifi alma yöntemleri birlikte uygulanmak suretiyle gerçekleştirilen ihaleler sonucunda karma sözleşme,
- e) (Ek: 20/11/2008-5812/32 md.) Çerçeve anlaşmaya dayalı olarak idare ile yüklenici arasında imzalanan münferit sözleşme,
Düzenlenir.
(Ek Fıkra: 1/6/2007-5680/3 md.) Çerçeve anlaşma ve münferit sözleşmede belirtilmesi zorunlu olan hususları belirlemeye Kurum yetkilidir. [1]
Sözleşmede yer alması zorunlu hususlar
Madde 7- Bu Kanuna göre düzenlenecek sözleşmelerde aşağıdaki hususların belirtilmesi zorunludur:
- İşin adı, niteliği, türü ve miktarı, hizmetlerde iş tanımı.
- İdarenin adı ve adresi.
- c) Yüklenicinin adı veya ticaret unvanı, tebligata esas adresi.
- d) Varsa alt yüklenicilere ilişkin bilgiler ve sorumlulukları.
- e) Sözleşmenin bedeli, türü ve süresi.
- f) Ödeme yeri ve şartlarıyla avans verilip verilmeyeceği, verilecekse şartları ve miktarı.
- g) Sözleşme konusu işler için ödenecekse fiyat farkının ne şekilde ödeneceği.
- h) Ulaşım, sigorta, vergi, resim ve harç giderlerinden hangisinin sözleşme bedeline dahil olacağı.
- i) Vergi, resim ve harçlar ile sözleşmeyle ilgili diğer giderlerin kimin tarafından ödeneceği.
- j) Montaj, işletmeye alma, eğitim, bakım-onarım, yedek parça gibi destek hizmetlerine ait şartlar.
- k) Kesin teminat miktarı ile kesin teminatın iadesine ait şartlar.
- l) Garanti istenilen hallerde süresi ve garantiye ilişkin şartlar.
- m) İşin yapılma yeri, teslim etme ve teslim alma şekil ve şartları.
- n) Gecikme halinde alınacak cezalar.
- o) (Değişik: 30/7/2003-4964/43 md.) Mücbir sebepler ve süre uzatımı verilebilme şartları, sözleşme kapsamında yaptırılacak iş artışları ile iş eksilişi durumunda karşılıklı yükümlülükler.
- p) Denetim, muayene ve kabul işlemlerine ilişkin şartlar.
- r) Yapım işlerinde iş ve işyerinin sigortalanması ile yapı denetimi ve sorumluluğuna ilişkin şartlar.
- s) Sözleşmede değişiklik yapılma şartları.
- t) Sözleşmenin feshine ilişkin şartlar.
- u) Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları.
- v) İhale dokümanında yer alan bütün belgelerin sözleşmenin eki olduğu.
- y) Anlaşmazlıkların çözümü.
- z) (Ek: 23/04/2015–6645/33 md.) İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülükler.
İKİNCİ KISIM
Sözleşmenin Uygulanması
BİRİNCİ BÖLÜM
Fiyat Farkı, Sigorta, Mücbir Sebepler, Denetim, Muayene ve Kabul İşlemleri
Fiyat farkı verilebilmesi
Madde 8- Sözleşme türlerine göre fiyat farkı verilebilmesine ilişkin esas ve usulleri tespite Kamu İhale Kurumunun teklifi üzerine (Değişik ibare: 02/07/2018-KHK-700/140 md.; yürürlük:09/07/2018) Cumhurbaşkanı yetkilidir.
Sözleşmelerde yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamaz.
(Ek fıkra: 11/09/2014-6552-13 md.) 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlerde, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanan asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından münhasıran bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmeleri; alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve sonuçlandırılır. Toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası tarafından bu fıkraya göre sonuçlandırılması hâlinde, belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödenir. Kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemez, 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemez ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenir.
(Ek fıkra: 11/09/2014-6552-13 md.) 22/9/2012 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihalesi yapılan ve ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanabilmesine ilişkin hüküm bulunan yapım işleri ihalelerinde, yaklaşık maliyetin yarısından fazlasını akaryakıt giderinin oluşturduğu ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla fesih veya tasfiye edilmeksizin geçici kabulü yapılmış işler ile devam eden işlerin, 22/9/2012 tarihinden sonra gerçekleştirilen kısımlarında kullanılan akaryakıta ilişkin olarak özel tüketim vergisinde gerçekleşen artış nedeniyle fiyat farkı hesaplanmasında 3l/8/20l3 tarihli ve 28751 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2013/5217 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı hükümleri uygulanır.
İş ve işyerinin sigortalanması
Madde 9- (Değişik: 20/11/2008-5812/33 md.)
Yapım işlerinde yüklenici; işyerlerindeki her türlü araç, malzeme, ihzarat, iş ve hizmet makineleri, taşıtlar, tesisler ile sözleşme konusu iş için, işin özellik ve niteliğine göre ihale dokümanında belirtilen şekilde, işe başlama tarihinden geçici kabul tarihine kadar geçen süre içinde oluşabilecek deprem, su baskını, toprak kayması, fırtına, yangın gibi doğal afetler ile hırsızlık, sabotaj gibi risklere karşı, geçici kabul tarihinden kesin kabul tarihine kadar geçecek süreye ilişkin ise kapsamı ihale dokümanında belirtilen genişletilmiş bakım devresi teminatını içeren sigorta yaptırmak zorundadır.
Mücbir sebepler
Madde 10- Mücbir sebep olarak kabul edilebilecek haller aşağıda belirtilmiştir:
- Doğal afetler.
- Kanuni grev.
- Genel salgın hastalık.
- Kısmî veya genel seferberlik ilânı.
- Gerektiğinde Kurum tarafından belirlenecek benzeri diğer haller.
Süre uzatımı verilmesi, sözleşmenin feshi gibi durumlar da dahil olmak üzere, idare tarafından yukarıda belirtilen hallerin mücbir sebep olarak kabul edilebilmesi için; yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve yetkili merciler tarafından belgelendirilmesi zorunludur.
Denetim, muayene ve kabul işlemleri
Madde 11- Teslim edilen mal, hizmet, yapım veya yapılan işin muayene ve kabul işlemleri, idarelerce kurulacak en az üç kişilik muayene ve kabul komisyonları tarafından yapılır. Mal veya yapılan iş yüklenici tarafından idareye teslim edilmedikçe muayene ve kabul işlemleri yapılamaz.
Ancak sözleşmesinde hüküm bulunması halinde; imalat veya üretim süreci gerektiren işler, muayene ve kabul komisyonlarının yetki ve sorumluluğunu kaldırmaması şartıyla, ihale dokümanında belirtilen kalite ve özelliklere göre yapılıp yapılmadığı hususunda, ilgili idare tarafından belirli aşamalarda ve aralıklarla denetlenebilir.
Taahhüdün tamamlanan ve müstakil kullanıma elverişli bölümleri için kısmî kabul yapılabilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Kesin Teminata İlişkin Hükümler
Ek kesin teminat
Madde 12- (Değişik: 30/7/2003-4964/44 md.)
Fiyat farkı ödenmesi öngörülerek ihale edilen işlerde fiyat farkı olarak ödenecek bedelin, sözleşme bedelinde artış meydana gelmesi halinde bu artış tutarının % 6 ‘sı oranında teminat olarak kabul edilen değerler üzerinden ek kesin teminat alınır. Fiyat farkı olarak ödenecek bedel üzerinden hesaplanan ek kesin teminat hakedişlerden kesinti yapılmak suretiyle de karşılanabilir.
Kesin teminat ve ek kesin teminatların geri verilmesi
Madde 13- Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların;
- a) Yapım işlerinde; varsa eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından sonra yarısı, Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra kalanı,
- b) Yapım işleri dışındaki işlerde Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesinin getirildiği saptandıktan sonra; alınan mal veya yapılan iş için bir garanti süresi öngörülmesi halinde yarısı, garanti süresi dolduktan sonra kalanı, garanti süresi öngörülmeyen hallerde ise tamamı,
Yükleniciye iade edilir.
Yüklenicinin bu iş nedeniyle idareye ve Sosyal Sigortalar Kurumuna olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanunî vergi kesintilerinin yapım işlerinde kesin kabul tarihine, diğer işlerde kabul tarihine veya varsa garanti süresinin bitimine kadar ödenmemesi halinde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatlar paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edilir, varsa kalanı yükleniciye geri verilir.
İşin konusunun piyasadan hazır halde alınıp satılan mal alımı olması halinde, Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi şartı aranmaz.
İade edilemeyen teminatlar
Madde 14- 13 üncü maddeye göre mahsup işlemi yapılmasına gerek bulunmayan hallerde; yapım işlerinde kesin hesap ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından, diğer işlerde ise işin kabul tarihinden veya varsa garanti süresinin bitim tarihinden itibaren iki yıl içinde idarenin yazılı uyarısına rağmen talep edilmemesi nedeniyle iade edilemeyen kesin teminat mektupları hükümsüz kalır ve bankasına iade edilir. Teminat mektubu dışındaki teminatlar sürenin bitiminde Hazineye gelir kaydedilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sözleşmede Değişiklik, Sözleşmenin Devri ve Feshi
Sözleşmede değişiklik yapılması
Madde 15- Sözleşme imzalandıktan sonra, sözleşme bedelinin aşılmaması ve idare ile yüklenicinin karşılıklı olarak anlaşması kaydıyla, aşağıda belirtilen hususlarda sözleşme hükümlerinde değişiklik yapılabilir:
- İşin yapılma veya teslim yeri.
- b) İşin süresinden önce yapılması veya teslim edilmesi kaydıyla işin süresi ve bu süreye uygun olarak ödeme şartları.
Sözleşmenin devri
Madde 16- Sözleşme, zorunlu hallerde ihale yetkilisinin yazılı izni ile başkasına devredilebilir. Ancak, devir alacaklarda ilk ihaledeki şartların aranması zorunludur. Ayrıca, isim ve statü değişikliği gereği yapılan devirler hariç olmak üzere, bir sözleşmenin devredildiği tarihi takibeden üç yıl içinde aynı yüklenici tarafından başka bir sözleşme devredilemez veya devir alınamaz. İzinsiz devredilen veya devir alınan veya bir sözleşmenin devredildiği tarihi takibeden üç yıl içinde devredilen veya devir alınan sözleşmeler feshedilerek, devreden ve devir alanlar hakkında 20, 22 ve 26 ncı madde hükümleri uygulanır.
Yüklenicinin ölümü, iflası, ağır hastalığı, tutukluluğu veya mahkumiyeti
Madde 17- Yüklenicinin ölümü, iflası, ağır hastalığı, tutukluluğu veya özgürlüğü kısıtlayıcı bir cezaya mahkumiyeti hallerinde aşağıdaki hükümler uygulanır:
- a) Yüklenicinin ölümü halinde, sözleşme feshedilmek suretiyle hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilerek kesin teminatları ve varsa diğer alacakları varislerine verilir. Ancak, aynı şartları taşıyan ve talepte bulunan varislere idarenin uygun görmesi halinde, ölüm tarihini izleyen otuz gün içinde varsa ek teminatlar dahil taahhüdün tamamı için gerekli kesin teminatı vermeleri şartıyla sözleşme devredilebilir.
- b) Yüklenicinin iflas etmesi halinde, sözleşme feshedilerek yasaklama hariç hakkında 20 ve 22 nci maddeye göre işlem yapılır.
- c) Ağır hastalık, tutukluluk veya özgürlüğü kısıtlayıcı bir cezaya mahkumiyeti nedeni ile yüklenicinin taahhüdünü yerine getirememesi halinde, bu durumun oluşunu izleyen otuz gün içinde yüklenicinin teklif edeceği ve ilgili idarenin kabul edeceği birinin vekil tayin edilmesi koşuluyla taahhüde devam edilebilir. Ancak, yüklenicinin kendi serbest iradesi ile vekil tayin edecek durumda olmaması halinde, yerine ilgililerce aynı süre içinde genel hükümlere göre bir yasal temsilci tayin edilmesi istenebilir. Bu hükümlerin uygulanmaması halinde, sözleşme feshedilerek yasaklama hariç haklarında 20 ve 22 nci maddeye göre işlem yapılır.
Yüklenicinin ortak girişim olması halinde ölüm, iflas, ağır hastalık, tutukluluk veya mahkumiyet
Madde 18- Ortak girişimlerce yerine getirilen taahhütlerde, ortak girişimi oluşturan kişilerden birinin ölümü, iflası, ağır hastalığı, tutukluluğu, özgürlüğü kısıtlayıcı bir cezaya mahkum olması veya dağılması sözleşmenin devamına engel olmaz. Ancak, bunlardan biri idareye pilot veya koordinatör ortak olarak bildirilmiş ise, pilot veya koordinatör ortağın gerçek veya tüzel kişi olmasına göre iflas, ağır hastalık, tutukluluk, özgürlüğü kısıtlayıcı bir cezaya mahkumiyet veya dağılma hallerinde, sözleşme feshedilerek yasaklama hariç haklarında 20 ve 22 nci maddeye göre işlem yapılır. Pilot veya koordinatör ortağın ölümü halinde ise sözleşme feshedilmek suretiyle yapılmış olan işler tasfiye edilerek kesin teminat iade edilir. Bu durumların oluşunu izleyen otuz gün içinde diğer ortakların teklifi ve idarenin uygun görmesi halinde de, teminat dahil o iş için pilot veya koordinatör ortağın yüklenmiş olduğu sorumlulukların üstlenilmesi kaydıyla sözleşme yenilenerek işe devam edilebilir.
Pilot veya koordinatör ortak dışındaki ortaklardan birinin ölümü, iflası, ağır hastalığı, tutukluluğu, özgürlüğü kısıtlayıcı bir cezaya mahkum olması veya dağılması halinde, diğer ortaklar teminat dahil işin o ortağa yüklediği sorumlulukları da üstlenerek taahhüdü yerine getirirler. [2]
Yüklenicinin sözleşmeyi feshetmesi
Madde 19- Sözleşme yapıldıktan sonra mücbir sebep halleri dışında yüklenicinin mali acz içinde bulunması nedeniyle taahhüdünü yerine getiremeyeceğini gerekçeleri ile birlikte yazılı olarak bildirmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.
İdarenin sözleşmeyi feshetmesi
Madde 20- Aşağıda belirtilen hallerde idare sözleşmeyi fesheder:
- a) Yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine, ihale dokümanında belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, idarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi, [3]
- b) Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 25 inci maddede sayılan yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun tespit edilmesi,
Hallerinde, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.
Sözleşmeden önceki yasak fiil veya davranışlar nedeniyle fesih
Madde 21- Yüklenicinin, ihale sürecinde Kamu İhale Kanununa göre yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun sözleşme yapıldıktan sonra tespit edilmesi halinde, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.
Ancak, taahhüdün en az % 80’inin tamamlanmış olması ve taahhüdün tamamlattırılmasında kamu yararı bulunması kaydıyla;
- a) İvediliği nedeniyle taahhüdün kalan kısmının yeniden ihale edilmesi için yeterli sürenin bulunmaması,
- b) Taahhüdün başka bir yükleniciye yaptırılmasının mümkün olmaması,
- c) Yüklenicinin yasak fiil veya davranışının taahhüdünü tamamlamasını engelleyecek nitelikte olmaması,
Hallerinde, idare sözleşmeyi feshetmeksizin yükleniciden taahhüdünü tamamlamasını isteyebilir ve bu takdirde yüklenici taahhüdünü tamamlamak zorundadır. Ancak bu durumda, yüklenici hakkında 26 ncı madde hükmüne göre işlem yapılır ve yükleniciden kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı kadar ceza tahsil edilir. Bu ceza hakedişlerden kesinti yapılmak suretiyle de tahsil edilebilir.
Sözleşmenin feshine ilişkin düzenlemeler
Madde 22- 19 uncu maddeye göre yüklenicinin fesih talebinin idareye intikali, 20 nci maddenin (a) bendine göre belirlenen sürenin bitimi, 20 nci maddenin (b) bendi ile 21 inci maddeye göre ise tespit tarihi itibariyle sözleşme feshedilmiş sayılır. Bu tarihleri izleyen yedi gün içinde idare tarafından fesih kararı alınır. Bu karar, karar tarihini izleyen beş gün içinde yükleniciye bildirilir.
19, 20 ve 21 inci maddelere göre sözleşmenin feshedilmesi halinde, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar alındığı tarihten gelir kaydedileceği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünce yayımlanan aylık toptan eşya fiyat endeksine göre güncellenir. Güncellenen tutar ile kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı arasındaki fark yükleniciden tahsil edilir.
Hakedişlerden kesinti yapılmak suretiyle teminat alınan hallerde, alıkonulan tutar gelir kaydedileceği gibi, sözleşmenin feshedildiği tarihten sonra yapılmayan iş miktarına isabet eden teminat tutarı da birinci fıkra hükmüne göre güncellenerek yükleniciden tahsil edilir.
Gelir kaydedilen teminatlar, yüklenicinin borcuna mahsup edilemez.
19, 20 ve 21 inci maddelere göre sözleşmenin feshedilmesi halinde, yükleniciler hakkında 26 ncı madde hükümlerine göre işlem yapılır. Ayrıca, sözleşmenin feshi nedeniyle idarenin uğradığı zarar ve ziyan yükleniciye tazmin ettirilir.
Mücbir sebeplerden dolayı sözleşmenin feshi
Madde 23- Mücbir sebeplerden dolayı sözleşmenin feshedilmesi halinde, hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilerek, kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar iade edilir.
Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi [4]
Madde 24- (Değişik: 30/7/2003-4964/46 md.)
Mal ve hizmet alımlarıyla yapım sözleşmelerinde, öngörülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması halinde, artışa konu olan iş;
- a) Sözleşmeye esas proje içinde kalması,
- b) İdareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması,
Şartlarıyla, anahtar teslimi götürü bedel ihale edilen yapım işlerinde sözleşme bedelinin % 10’una, birim fiyat teklif almak suretiyle ihale edilen mal ve hizmet alımlarıyla yapım işleri sözleşmelerinde ise % 20 ‘sine kadar oran dahilinde, süre hariç sözleşme ve ihale dokümanındaki hükümler çerçevesinde aynı yükleniciye yaptırılabilir.
Birim fiyat sözleşme ile yürütülen yapım işlerinde, (Değişik ibare: 02/07/2018-KHK-700/140 md.; yürürlük:09/07/2018) Cumhurbaşkanı bu oranı sözleşme bazında % 40 ‘a kadar artırmaya yetkilidir.
İşin bu şartlar dahilinde tamamlanamayacağının anlaşılması durumunda ise artış yapılmaksızın hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir. Ancak bu durumda, işin tamamının ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesi zorunludur.
Sözleşme bedelinin % 80’inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işlerde, yüklenici işi bitirmek zorundadır. Bu durumda yükleniciye, yapmış olduğu gerçek giderleri ve yüklenici kârına karşılık olarak, sözleşme bedelinin % 80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının % 5’i geçici kabul tarihindeki fiyatlar üzerinden ödenir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Yasaklar ve Sorumluluklar
Yasak fiil ve davranışlar
Madde 25- Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır:
- a) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs etmek.
- Sahte belge düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek.
- c) Sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı veya kusurlu imalat yapmak.
- d) Taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermek.
- e) Bilgi ve deneyimini idarenin zararına kullanmak veya 29 uncu madde hükümlerine aykırı hareket etmek.
- f) Mücbir sebepler dışında, ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek.
- g) Sözleşmenin 16 ncı madde hükmüne aykırı olarak devredilmesi veya devir alınması.
İhalelere katılmaktan yasaklama
Madde 26- (Değişik birinci fıkra: 30/7/2003-4964/47 md.) 25 inci maddede belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında fiil veya davranışlarının özelliğine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar, 4734 sayılı Kanunun 2 nci ve 3 üncü maddeleri ile istisna edilenler dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilir. Katılma yasakları, sözleşmeyi uygulayan bakanlık veya ilgili veya bağlı bulunulan bakanlık, herhangi bir bakanlığın ilgili veya bağlı kuruluşu sayılmayan idarelerde bu idarelerin ihale yetkilileri, il özel idareleri ve (Değişik:29/11/2018-7153/28 md.) bunlara bağlı birlik, müessese ve işletmelerde İçişleri Bakanlığı; belediyeler ve bunlara bağlı birlik, müessese ve işletmelerde ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilir.
Haklarında yasaklama kararı verilen tüzel kişilerin şahıs şirketi olması halinde şirket ortaklarının tamamı hakkında, sermaye şirketi olması halinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olan gerçek veya tüzel kişi ortaklar hakkında birinci fıkra hükmüne göre yasaklama kararı verilir. Haklarında yasaklama kararı verilenlerin gerçek veya tüzel kişi olması durumuna göre; ayrıca bir şahıs şirketinde ortak olmaları halinde bu şahıs şirketi hakkında da, sermaye şirketinde ortak olmaları halinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olmaları kaydıyla bu sermaye şirketi hakkında da aynı şekilde yasaklama kararı verilir.
Bu fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler, yasaklama kararının yürürlüğe girdiği tarihe kadar aynı idare tarafından yapılacak ihalelere de iştirak ettirilmezler.
Yasaklama kararları, yasaklamayı gerektiren fiil veya davranışın tespit edildiği tarihi izleyen en geç kırkbeş gün içinde verilir.Verilen bu karar Resmi Gazetede yayımlanmak üzere en geç onbeş gün içinde gönderilir ve yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Bu kararlar Kamu İhale Kurumunca izlenerek, kamu ihalelerine katılmaktan yasaklı olanlara ilişkin siciller tutulur. [5]
İdareler, 25 inci maddede belirtilen yasaklamayı gerektirir bir durumla karşılaştıkları takdirde, gereğinin yapılması için bu durumu ilgili veya bağlı bulunulan bakanlığa bildirmekle yükümlüdür.
Yüklenicilerin ceza sorumluluğu
Madde 27- İş tamamlandıktan ve kabul işlemi yapıldıktan sonra tespit edilmiş olsa dahi, 25 inci maddede belirtilen fiil veya davranışlardan Türk Ceza Kanununa göre suç teşkil eden fiil veya davranışlarda bulunan gerçek veya tüzel kişiler ile o işteki ortak veya vekilleri hakkında Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre ceza kovuşturması yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur. Hükmolunacak cezanın yanısıra, idarece 26 ncı maddeye göre verilen yasaklama kararının bitiş tarihinden itibaren uygulanmak şartıyla bir yıldan az olmamak üzere üç yıla kadar bu Kanun kapsamında yer alan bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan mahkeme kararıyla 26 ncı maddenin ikinci fıkrasında sayılanlarla birlikte yasaklanırlar.
Bu Kanunda belirtilen yasak fiil veya davranışları nedeniyle haklarında mükerrer ceza hükmolunanlar ile bu kişilerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu sermaye şirketleri veya bu kişilerin ortağı olduğu şahıs şirketleri, mahkeme kararı ile sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanır.
Bu madde hükümlerine göre; mahkeme kararı ile yasaklananlar ve ceza hükmolunanlar, Cumhuriyet Savcılıklarınca sicillerine işlenmek üzere Kamu İhale Kurumuna, meslek sicillerine işlenmek üzere de ilgili meslek odalarına bildirilir.
Sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlara ilişkin mahkeme kararları, Kamu İhale Kurumunca bildirimi izleyen onbeş gün içinde Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle duyurulur.
Görevlilerin ceza sorumluluğu
Madde 28- Muayene ve kabul komisyonlarının başkan ve üyeleri, yapı denetim görevlileri ve ihtiyacın karşılanma sürecindeki her aşamada görev alan diğer ilgililerin, görevlerini kanunî gereklere uygun veya tarafsızlıkla yapmadıklarının, taraflardan birinin zararına yol açacak ihmalde veya kusurlu hareketlerde bulunduklarının tespiti halinde, haklarında ilgili mevzuatları gereğince disiplin cezası uygulanır. Ayrıca, fiil veya davranışlarının özelliğine göre haklarında ceza kovuşturulması da yapılır ve hükmolunacak ceza ile birlikte tarafların uğradıkları zarar ve ziyan genel hükümlere göre kendilerine tazmin ettirilir. (Değişik son cümle: 30/7/2003-4964/48 md.) Bu Kanuna aykırı fiil veya davranışlardan dolayı hüküm giyen idare görevlileri, bu Kanun kapsamına giren işlerde görevlendirilemezler.
Bu Kanun kapsamına giren işlerden dolayı yargı organlarınca herhangi bir ceza verilmiş olanlar, bu Kanun kapsamına giren bütün kamu kurum ve kuruluşlarınca bu Kanunun ve ilgili diğer mevzuatın uygulanması ile görevli ve yetkili kadrolara atanamaz ve görev alamazlar.
Bilgi ve belgeleri açıklama yasağı
Madde 29- Bu Kanunun uygulanmasında görevliler ile danışmanlık hizmeti sunanlar; yüklenicilerin iş ve işlemlerine, teknik ve mali yapılarına ilişkin olarak gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri ifşa edemezler, kendilerinin veya üçüncü şahısların yararına kullanamazlar. Aksine hareket edenler hakkında ilgisine göre 26 veya 28 inci maddede belirtilen müeyyideler uygulanır.
Yapım işlerinde yüklenicilerin ve alt yüklenicilerin sorumluluğu
Madde 30- Yapım işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay tarihinden itibaren de onbeş yıl süreyle müteselsilen sorumludur. Bu zarar ve ziyan genel hükümlere göre yüklenici ve alt yüklenicilere ikmal ve tazmin ettirilir. Ayrıca haklarında 27 nci madde hükümleri uygulanır.
Yapı denetim görevlilerinin sorumluluğu
Madde 31- Yapı denetimini yerine getiren idare görevlileri, denetim eksikliği nedeniyle işin fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmamasından ortaya çıkan zarar ve ziyandan onbeş yıl süre ile yüklenici ile birlikte müteselsilen sorumludur. Ayrıca haklarında 28 inci madde hükümleri uygulanır.
Danışmanlık hizmeti sunucularının sorumluluğu
Madde 32- Danışmanlık hizmetlerinde; tasarım hatası, uygulama yanlışlığı, denetim eksikliği, hatalı yaklaşık maliyet tespiti, işlerin yürürlükteki mevzuata uygun olarak yapılmaması, meslek ahlakına uygun davranılmaması, bilgi ve deneyimin idarenin yararına kullanılmaması ve benzeri nedenlerle meydana gelen zarar ve ziyandan hizmet sunucusu doğrudan, yapı denetimi hizmetinin sunulduğu durumda ise yapım işini üstlenen yüklenici ve alt yüklenicilerle birlikte onbeş yıl süre ile müteselsilen sorumludur.
Bu zarar ve ziyan genel hükümlere göre hizmet sunucusuna ikmal ve tazmin ettirilir. Ayrıca haklarında 27 nci madde hükümleri uygulanır.
Tedarikçilerin sorumluluğu
Madde 33- Tedarikçiler taahhütleri çerçevesinde kusurlu veya standartlara uygun olmayan malzeme verilmesi veya kullanılması, taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirilmemesi ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan doğrudan sorumludur. Bu zarar ve ziyan genel hükümlere göre tedarikçiye ikmal ve tazmin ettirilir. Ayrıca haklarında 27 nci madde hükümleri uygulanır.
Hizmet sunucularının sorumluluğu
Madde 34- Hizmet sunucuları taahhütleri çerçevesinde kusurlu veya standartlara uygun olmayan malzeme seçilmesi, verilmesi veya kullanılması, tasarım hatası, uygulama yanlışlığı, denetim eksikliği, taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirilmemesi ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan doğrudan sorumludur. Bu zarar ve ziyan genel hükümlere göre hizmet sunucusuna ikmal ve tazmin ettirilir. Ayrıca haklarında 27 nci madde hükümleri uygulanır.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Çeşitli Hükümler
Teminat
Madde 35- Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, Kamu İhale Kanununun teminatlara ilişkin hükümleri uygulanır.
Hüküm bulunmayan haller
Madde 36- Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
Tebligat
Madde 37- Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde yapılacak tebliğler hakkında Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.
Değişiklik yapılması
Madde 38- Bu Kanun hükümlerine ilişkin değişiklikler, ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir.
BEŞİNCİ KISIM
Son Hükümler
Uygulanmayacak hükümler
Madde 39- a) Kamu İhale Kanununa göre yapılan ihalelere ilişkin düzenlenen sözleşmeler açısından 8.9.1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.
- b) Diğer kanunların 8.9.1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunundan muafiyet tanıyan hükümleri ile bu Kanuna uymayan hükümleri uygulanmaz.
- c) (Ek: 30/7/2003-4964/49 md.) 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu kapsamında yapılacak sözleşmelerde, cezaî yaptırımlar ve katılma yasakları bu Kanuna tâbi olmak kaydıyla, özel sözleşme usul ve esasları belirlemeye (Değişik ibare: 02/07/2018-KHK-700/140 md.; yürürlük:09/07/2018) Cumhurbaşkanı yetkilidir.
Tip sözleşmelerin hazırlanması
GEÇİCİ MADDE 1- Bu Kanunun uygulanmasına yönelik olarak çıkarılacak tip sözleşmeler, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Kamu İhale Kurumu tarafından Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar hazırlanır ve Resmi Gazetede yayımlanır.
Bunların yürürlüğe konulmasına kadar idareler, mevcut sözleşme esas ve hükümlerini uygulamaya devam ederler.
Yapım işlerinde fiyat farkı
GEÇİCİ MADDE 2 – (Ek: 30/7/2008 – 5794/1 md.)
31/5/2008 tarihinden önce 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre ihalesi yapılmış yapım işlerinde, iş kalemleri veya iş gruplarının imalatında kullanılan malzemelerin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle ihale dokümanında fiyat farkı verilmesine ilişkin hüküm bulunup bulunmadığına veya ihalenin yabancı para üzerinden sözleşmeye bağlanıp bağlanmadığına bakılmaksızın 1/1/2008 tarihinden sonra yapılan ve yapılacak olan imalatlar için fiyat farkı verilebilmesine ilişkin esas ve usulleri tespite Kurumun teklifi üzerine (Değişik ibare: 02/07/2018-KHK-700/140 md.; yürürlük:09/07/2018) Cumhurbaşkanı yetkilidir.
Elektrik alımı sözleşmelerinde ek fiyat farkı
GEÇİCİ MADDE 3 – (Ek: 16/5/2018 – 7144/12 md.)
14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan görevli tedarik şirketlerinin yüklenicisi olduğu sözleşmeler hariç olmak üzere, ilanı veya duyurusu 24/2/2018 tarihinden önce yapılarak 4734 sayılı Kanuna göre ihale edilen ve ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanacağına ilişkin hüküm bulunan elektrik alım sözleşmelerinden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce fesih veya tasfiye edilmeksizin kabulü yapılan veya bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle devam edenlerin 1/1/2016 tarihinden sonra gerçekleştirilen kısımları için ek fiyat farkı ödenebilmesi veya kesilebilmesine ilişkin esas ve usulleri tespite Kurumun teklifi üzerine (Değişik: 2/7/2018-KHK-703/214 md.) Cumhurbaşkanlığı yetkilidir.
Sözleşmelerin tasfiyesi veya devri
GEÇİCİ MADDE 4- (Ek: 17/01/2019-7161/30 md.) 31/8/2018 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihalesi yapılan (3 üncü maddesindeki istisnalar dahil) ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden sözleşmeler, imalat girdilerinin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idarenin onayına bağlı olarak feshedilip tasfiye edilebilir veya devredilebilir. Bu durumda devir alacaklarda ilk ihaledeki şartlar, devir tarihi itibarıyla aranacak olup devirden veya fesihten kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımlar uygulanmaz. Yüklenimi ortak girişim tarafından yürütülen sözleşmelerde ortaklar arasında devir veya hisse devirlerinde ilk ihaledeki yeterlik şartları aranmaz. Sözleşmesi feshedilen veya sözleşmeyi devreden yüklenicinin teminatı iade edilir. Bu fıkra kapsamında devredilen sözleşmeler ile bu fıkra kapsamına girmekle birlikte devredilmeyen sözleşmelerde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla süre uzatımına ilişkin kısıtlama ve şartlara tabi olunmaksızın Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idare tarafından süre uzatılabilir.
Sözleşmenin bu madde kapsamında feshedilerek tasfiye edilmesi veya devredilmesi durumunda yüklenici, fesih veya devir tarihine kadar gerçekleştirdiği imalatlar dışında idareden herhangi bir hak talebinde bulunamaz. Yüklenici tarafından, işin idarece uygun görülecek can ve mal güvenliği ile yapı güvenliğine yönelik tedbirlerin alınması şarttır. Bu kapsamda düzenlenecek fesihnamelerden ve devredilecek sözleşmelerden damga vergisi alınmaz.”
Yürürlük
Madde 40- Bu Kanun 1.1.2003 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 41- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
5/1/2002 TARİHLİ VE 4735 SAYILI KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER
1) 30/7/2003 tarihli ve 4964 sayılı Kanunun hükmüdür:
Geçici Madde 1- 4734 ve 4735 sayılı kanunlarda bu Kanunla yapılan değişikliklerden dolayı yeniden düzenlenmesi gereken standart ihale dokümanı, Tip Sözleşme ve yönetmelikler, bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren altmış gün içinde Kurum tarafından hazırlanarak yürürlüğe konulur. 4734 sayılı Kanundaki parasal limitlerde bu Kanunla yapılan değişiklikler ve yeni eklenen parasal limitler, 22.1.2002 tarihinde geçerli kabul edilerek 1.1.2003 tarihine göre 4734 sayılı Kanunun 67 nci maddesindeki esaslar dahilinde Kurum tarafından güncellenir. Bu düzenlemelerin yürürlüğe konulmasına kadar, idareler, mevcut usul, esas ve yönetmelik hükümlerini uygulamaya devam ederler.
4734 sayılı Kanunun 3 üncü ve geçici 4 üncü maddelerinde bu Kanunla yapılan değişikliklerden dolayı hazırlanması ve yürürlüğe konulması gereken esas ve usuller, bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde hazırlanır ve yürürlüğe konulur. Bu düzenlemelerin yayımlanmasına kadar idareler, 4734 sayılı Kanunun bu Kanunla değiştirilmeden önce yürürlükte bulunan 3 üncü ve geçici 4 üncü maddeleri gereği hazırlanan ve yürürlüğe konulan esas ve usulleri uygulamaya devam ederler.
4734 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (g) bendindeki istisna hükmünden yararlanan kuruluşların sözleşme altında yüklenici oldukları yapım işi alımları da on yıl süreyle aynı bentte öngörülen istisna hükümlerine tâbidir.
Değiştiren Kanunun/ İptal Eden Anayasa Mahkemesi Kararının Numarası | 4735 sayılı Kanunun değişen veya iptal edilen maddeleri | Yürürlüğe Giriş Tarihi |
4964 | 5, 7, 12, 18, 24, 26, 28, 39, İşlenemeyen Hüküm | 15/8/2003 |
5680 | 6 | 7/6/2007 |
5794 | Geçici Madde 2 | 6/8/2008 |
5812 | 5, 6, 9, 20 | 5/3/2009 |
6552 | 8 | 11/9/2014 |
6645 | 7 | 23/4/2015 |
7144 | Geçici Madde 3 | 25/5/2018 |
KHK/700 | 8, 24, 39, Geçici Madde 2 | 24/6/2018 tarihinde birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının andiçerek göreve başladığı tarihte
(9/7/2018) |
KHK/703 | Geçici Madde 3 | 24/6/2018 tarihinde birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının andiçerek göreve başladığı tarihte
(9/7/2018) |
7153 | 26 | 10.12.2018 |
7161 | Geçici Madde 4 | 18/01/2019 |
[1] 20/11/2008 tarihli ve 5812 sayılı Kanunun 32 nci maddesiyle; bu fıkrada yer alan “Çerçeve sözleşme” ibaresi,
“Çerçeve anlaşma”, “kısa” ibaresi “münferit” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
[2] Bu maddede geçen “pilot” ibareleri, 30/7/2003 tarihli ve 4964 sayılı Kanunun 45 inci maddesiyle “pilot veya
koordinatör” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
[3] 20/11/2008 tarihli ve 5812 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle; bu bentte yer alan “yirmi gün” ibaresi, “on
gün” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
[4] Bu maddenin başlığı “Öngörülemeyen durumlar nedeniyle işin tasfiyesi” iken, 30/7/2003 tarihli ve 4964 sayılı
Kanunun 46 ncı maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
[5] Bu fıkrada geçen “en geç otuz gün” ibaresi, 30/7/2003 tarihli ve 4964 sayılı Kanunun 47 nci maddesiyle “en
geç kırkbeş gün” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
- Published in KANUNLAR
İdare Tarafından İhale Tarihinde Yaklaşık Maliyetin Açıklanmasıyla Birlikte Gizliliğinin Ortadan Kalkması
KAMU İHALE KURUL KARARI |
- Published in KİK KARARLARI, YAPIM AŞIRI DÜŞÜK
7161 Sayılı Kanunun 32. Maddesiyle 4735 Sayılı Kanuna Geçici 4. Madde Eklenmiştir.
MADDE 32- 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Sözleşmelerin tasfiyesi veya devri
GEÇİCİ MADDE 4- 31/8/2018 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihalesi yapılan (3 üncü maddesindeki istisnalar dâhil) ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden sözleşmeler, imalat girdilerinin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idarenin onayına bağlı olarak feshedilip tasfiye edilebilir veya devredilebilir. Bu durumda devir alacaklarda ilk ihaledeki şartlar, devir tarihi itibarıyla aranacak olup devirden veya fesihten kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımlar uygulanmaz. Yüklenimi ortak girişim tarafından yürütülen sözleşmelerde ortaklar arasında devir veya hisse devirlerinde ilk ihaledeki yeterlik şartları aranmaz. Sözleşmesi feshedilen veya sözleşmeyi devreden yüklenicinin teminatı iade edilir. Bu fıkra kapsamında devredilen sözleşmeler ile bu fıkra kapsamına girmekle birlikte devredilmeyen sözleşmelerde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla süre uzatımına ilişkin kısıtlama ve şartlara tabi olunmaksızın Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idare tarafından süre uzatılabilir.
Sözleşmenin bu madde kapsamında feshedilerek tasfiye edilmesi veya devredilmesi durumunda yüklenici, fesih veya devir tarihine kadar gerçekleştirdiği imalatlar dışında idareden herhangi bir hak talebinde bulunamaz. Yüklenici tarafından, işin idarece uygun görülecek can ve mal güvenliği ile yapı güvenliğine yönelik tedbirlerin alınması şarttır. Bu kapsamda düzenlenecek fesihnamelerden ve devredilecek sözleşmelerden damga vergisi alınmaz.”
- Published in Genel