“Tüzel Kişilerde Ortaklık Bilgilerine Ve Yönetimdeki Görevlilere İlişkin Son Durumu Gösterir Belge” Başlıklı Standart Form-KİK030.0/H Belgesinin Yer Almamasının, İhale Sonucu Açısından Teklifin Esasını Değiştirecek Nitelikte Olmayan Bir Bilgi Eksikliği Olduğu
Karar No : 2021/MK-161
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2020/583411 İhale Kayıt Numaralı “Belediyemizde 657 Sayılı Yasaya Tabi Olarak Çalışan Devlet Memurları Ve Sözleşmeli Memurlar İçin 12 Ay Yemek Hizmeti Alım İşi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Büyükçekmece Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından yapılan 2020/583411 ihale kayıt numaralı “Belediyemizde 657 Sayılı Yasaya Tabi Olarak Çalışan Devlet Memurları ve Sözleşmeli Memurlar İçin 12 Ay Yemek Hizmeti Alım İşi” ihalesine ilişkin olarak Cansızoğlu Gıda İnş. Elkt. Tem. Oto. Sağlık. Tic. ve San. Ltd. Şti. itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 13.01.2021 tarihli ve 2021/UH.I-83 sayılı karar ile “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.
Davacı Cansızoğlu Gıda İnş. Elkt. Tem. Oto. Sağ. Tic. ve San. Ltd. Şti. tarafından anılan Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, Ankara 13. İdare Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli E:2021/418 sayılı kararında “Uyuşmazlık konusu ihalede, davacı tarafından teklif dosyasında “Tüzel Kişilerde Ortaklık Bilgilerine ve Yönetimdeki Görevlilere İlişkin Son Durumu Gösterir Belge” başlıklı Standart Form – KİK030.0/H belgesi ile sunulmayacak belgeler tablosunun sunulmadığı, tüzel kişiliğe ait ticaret sicil gazetesi bilgilerinin ve imza sirkülerinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre; ihale dokümanında başvuru aşamasında sunulması istenilen belgeler ve bu belgelere ilgili mevzuat gereğince eklenmesi zorunlu olan eklerinden herhangi birinin, aday veya isteklilerce sunulmaması halinde, bu eksik belgelerin ve eklerinin idarelerce tamamlatılmaması esas olmakla birlikte, sunulan belgelerde ihale sonucu açısından teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmayan bilgi eksikliklerinin bulunması halinde bu eksikliklerin idarelerce tamamlatılması gerektiği açıktır.
Bu durumda, davacı şirketin ihaleye ilişkin teklif başvurularında son Ticaret Sicil Gazetelerine yer verdiği, imza sirküsünün dayanağı Ticaret Sicil Gazetesinde yer alan bilgilerin tüzel kişiliğin son durumunu gösterdiği görülmekle, “Tüzel Kişilerde Ortaklık Bilgilerine ve Yönetimdeki Görevlilere İlişkin Son Durumu Gösterir Belge” başlıklı Standart Form-KİK030.0/H belgesinin yer almamasının, ihale sonucu açısından teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmayan bir bilgi eksikliği olduğu sonucuna varılmakla bu eksikliğin tamamlatılabileceği değerlendirildiğinden, davacı şirketin itirazen şikayet başvurusunun reddine yönelik dava konusu Kamu İhale Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Öte yandan dava konusu işlemin ihaleye ilişkin olduğu dikkate alındığında, telafisi güç ve imkânsız zararlara da yol açabilecek nitelikte olduğu da tabidir.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27.maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, aynı Kanunun 20/A maddesinin 2/e bendi uyarınca işbu karara karşı itiraz yolu kapalı olmak üzere” gerekçeleriyle yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
1-Kamu İhale Kurulunun 13.01.2021 tarihli ve 2021/UH.I-83 sayılı kararının iptaline,
2-Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine,
Oybirliği ile karar verildi.
- Published in İhale Danışmanı Ankara, İhale Danışmanlığı
İdarenin Mevcut İhtiyaçlarındaki Azalma – İhalenin İptali
İdarenin Mevcut İhtiyaçlarındaki Azalma – İhalenin İptali
Karar No : 2019/MK-118
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2018/195250 İhale Kayıt Numaralı “Kanalizasyon Daire Başkanlığının İhtiyacı Olan Muhtelif Kanalizasyon Beton Boru Ve Diğer Beton Malzemeleri” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan 2018/195250 ihale kayıt numaralı “Kanalizasyon Daire Başkanlığının İhtiyacı Olan Muhtelif Kanalizasyon Beton Boru ve Diğer Beton Malzemeleri” ihalesine ilişkin olarak Aydoğanlar İnşaat Malzemeleri Taşımacılık Dayanıklı Tüketim Temizlik Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 26.09.2018 tarihli ve 2018/UM.II-1773 sayılı karar ile “İhalenin iptali kararının iptaline” karar verilmiştir.
Davacı Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 15. İdare Mahkemesinin 14.02.2019 tarihli ve E:2018/2230, K:2019/233 sayılı kararında “…Bakılan davada, Kamu İhale Kurulu kararında, ihale sürecinin uzaması sonrasında davacı idarenin mevcut ihtiyaçlarındaki azalmaya ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı gibi herhangi bir açıklamanın da yapılmadığı ifade edilmişse de, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davacı idarenin ihale kapsamındaki birtakım ihtiyaçlarının Adana Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığınca temin edildiği, buna ilişkin 26/06/2018, 11/07/2018, 15/08/2018 tarihli taşınır istek belgelerinin dosya kapsamında sunulduğu, davalı idarece bu hususun dava konusu işlem tesis edilirken dikkate alınmadığı, öte yandan, mahalli müşterek nitelikteki kamu hizmetlerinin değişkenlik özelliği de dikkate alındığında, idarenin sözleşme süresini 12 ay olarak belirlemiş olmasının 2018 Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında yapılmasını planlandığı hizmetleri 2019 Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında da yapabileceği çıkarımında bulunulamayacağı ve idarenin bu yönde işlem tesis etmeye zorlanamayacağı da göz önünde bulundurulduğunda dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
1- Kamu İhale Kurulunun 26.09.2018 tarihli ve 2018/UM.II-1773 sayılı kararının iptaline,
2- 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikâyet başvurusunun reddine,
Oybirliği ile karar verildi.
- Published in İhale Danışmanı Ankara, İhale Danışmanlığı
Hukuka Aykırı Olduğu İddia Edilen Düzenlenmenin İhale İlanından İtibaren On Gün İçinde Başvuruda Bulunulması Gerektiği
Karar No : 2017/MK-62
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2015/135226 İhale Kayıt Numaralı “Şehir Temizliği, Çöp Toplama Ve Nakli Hizmeti” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Antakya Belediye Başkanlığı Temizlik Hizmetleri Müdürlüğü tarafından 16.11.2015 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan 2015/135226 ihale kayıt numaralı “Şehir Temizliği, Çöp Toplama ve Nakli Hizmeti” ihalesine ilişkin olarak Sanitasyon İnşaat Temizlik Hizmetleri Yemek Üretim Otomasyon Peyzaj Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 10.11.2015 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 18.11.2015 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibi 19.11.2015 tarih ve 90438 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 19.11.2015 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 23.12.2015 tarihli ve 2015/UH.I-3494 sayılı karar ile; “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.
Davacı Sanitasyon İnş. Tem. Hiz. Yem. Ür. Oto. Pey. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından anılan Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada Ankara 17. İdare Mahkemesinin 01.03.2016 tarihli E:2016/149, K:2016/408 sayılı kararı ile alınan dava konusu işlemin iptali kararı doğrultusunda alınan 08.06.2016 tarihli ve 2016/MK-235 sayılı Kurul kararı ile “…Ankara 17. İdare Mahkemesinin 01.03.2016 tarihli E:2016/149, K:2016/408 sayılı kararı ile…“…Davacının 1.iddiasıyla ilgili olarak ise;
İdari Şartname’nin 25.3.1’inci maddesinde iş süresince yüklenici tarafından 437 Adet vasıfsız ve 13 adet engelli toplam 450 işçi çalıştırılacağına dair düzenlemelerin yer aldığını, ancak düzenlemenin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30’uncu maddesindeki “İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli, kamu işyerlerinde ise yüzde dört engelli ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi … çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır.” hükmü ile Kamu İhale Genel Tebliği’nin “Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında teklif fiyata dahil olacak giderler” başlıklı 78’inci maddesinde yer alan, aynı il sınırları içinde elli veya daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işverenlerinin, çalıştırdıkları toplam işçi sayısının en az yüzde üçü oranında engelli işçi çalıştırmalarının zorunlu olduğu “Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında teklif fiyata dahil olacak giderler” başlıklı 78’inci maddesinde yer alan düzenlemelerden, aynı il sınırları içinde elli veya daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işverenlerinin, çalıştırdıkları toplam işçi sayısının en az yüzde üçü oranında engelli işçi çalıştırmalarının zorunlu olduğu, idarelerin ise ihale dokümanında aynı il bazında elli veya daha fazla işçi çalıştırılmasını öngördüğü ihalelerde, 4857 sayılı Kanun uyarınca tespit ettikleri engelli işçi sayısı ile bu işçilerin tabi olacağı ücret grubunu idari şartnamenin ilgili maddesinde belirtmesi ve bu işçiler için birim fiyat teklif cetvelinde ayrı satır açmaları gerektiği, oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirlerin dikkate alınmayacağı, yarım ve daha fazla olanların tama dönüştürüleceği dikkate alındığında, 450 işçinin %3’ü oranında yani 14 engelli işçi çalıştırılmasının zorunlu olduğu açık olup, idarece 4857 sayılı İş Kanunu maddesi uyarınca %3 oranında engelli işçi çalıştırılacağı belirtilmesi nedeni ile söz konusu madde uyarınca çalıştırılacak engelli işçi sayısı 437 işçi x %3=13 hesabıyla, bahse konu iş kapsamında çalıştırılacak engelli işçi sayısının 437 işçi üzerinden yapılarak, birim fiyat teklif cetvelinde düzenlemeye uygun şekilde ihale konusu işte 437 adet vasıfsız işçi ve 13 adet engelli işçi için ayrı satır açılmasının mevzuatın yukarıda ifade edilen emredici ve kamu düzenine ilişkin hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemin birinci kısmın (davacının 1. iddiasına yönelik kısım yönünden) iptaline, 2., 3., 4., 5. iddialara yönelik kısımlar yönünden ise davanın reddine,…” şeklinde gerekçe belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.” denilerek;
“1- 23.12.2015 tarih ve 2015/UH.I-3494 sayılı Kamu İhale Kurulu kararının 1’inci iddia ile ilgili kısmının iptaline,
2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (a) bendi gereğince ihalenin iptaline…” karar verilmiş,
Bu süreçte Kurum tarafından 23.12.2015 tarihli ve 2015/UH.I-3494 sayılı kararın iptal edilmesi yönündeki Mahkeme kararı Danıştay nezdinde temyiz edilmiş olup Danıştay 13. Dairesinin 24.10.2016 tarihli E:2016/2845, K:2016/3395 sayılı kararında, “…Dava dosyasının incelenmesinden, davacının dava konusu ihale dokümanını 10.11.2015 tarihinde EKAP üzerinden indirerek temin ettiği, İdari Şartname’nin 25.3.1. maddesinde yer alan, ihale konusu iş süresince yüklenici tarafından 437 vasıfsız ve 13 engelli olmak üzere toplam 450 işçi çalıştırılacağına ilişkin düzenlemenin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30. maddesinde yer alan kurala aykırı olduğu iddiasıyla birlikte toplam 5 başlıkta eksiklik bulunduğu gerekçesiyle, 10.11.2015 tarihinde idareye şikâyet başvurusunda bulunduğu, idarenin 18.11.2015 tarihinde şikâyet başvurusunu reddettiği, bunun üzerine 19.11.2015 tarihinde Kamu İhale Kurumu’na itirazen şikâyet başvurusunda bulunduğu, bu başvuru sonucu engelli işçi sayısına ilişkin iddiasının süre yönünden, diğer iddialarının ise uygun bulunmadığı gerekçesiyle esastan reddedildiği, davacının hukuka aykırı olduğunu iddia ettiği İdari Şartnamenin 25.3.1 maddesinde yer alan engelli personel sayısının belirlenmesine ilişkin düzenleme ile 13.10.2015 tarihinde yayımlanan ihale ilanının 2. maddesinin (a) bendinde “ihale konusu hizmetin miktarı ve türü” kısmında “Şoförlü 60 Araç, 437 vasıfsız işçi ve 13 engelli işçi toplam 450 işçi ile 24 ay süreyle şehir temizliği, çöp toplama ve nakli işi Hizmet alımı” şeklinde yer alan düzenlemenin aynı ifadeleri içerdiği görülmektedir.
Bu itibarla, hukuka aykırı olduğu iddia edilen düzenlenmenin ihale ilanında aynı şekilde yer aldığı, davacının aktarılan yasal düzenlemeler gereğince, ihale ilanının yayımlandığı 13.10.2015 tarihinden itibaren 10 günlük süre içersinde idareye şikâyet başvurusunda bulunması gerektiği, ancak davacının bu süre geçtikten sonra 10.11.2015 tarihinde idareye şikâyet başvurusunda bulunduğu anlaşıldığından, davacının bu iddiasının 4734 sayılı Kanun’un 54. maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereği süre yönünden reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu kararında hukuka aykırılık, bu kararın iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca Ankara 17. İdare Mahkemesi’nin 01.03.2016 tarih ve E:2015/149, K:2016/408 sayılı kararının BOZULMASINA; DAVANIN REDDİNE…” gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle,
1- 08.06.2016 tarihli ve 2016/MK-235 sayılı Kamu İhale Kurulu kararının iptaline,
2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince, itirazen şikâyet başvurusunun reddine,
Oybirliği ile karar verildi.
- Published in İhale Danışmanı, İhale Danışmanı Ankara
Yeniden Değerleme Oranı %22,58 Olarak Belirlendi
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasına göre, yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dâhil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye İstatistik Kurumunun Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranı olup, bu oranın Hazine ve Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete ile ilan edilmesi gerekmektedir.
Bu hüküm uyarınca yeniden değerleme oranı 2019 yılı için % 22,58 (yirmiiki virgül ellisekiz) olarak tespit edilmiştir.
Bu oran, aynı zamanda 2019 yılına ait son geçici vergi dönemi için de uygulanacaktır.
Öte yandan, bu konuda daha önce yayımlanmış olan tebliğler de yürürlükte bulunmaktadır.
Tebliğ olunur.
- Published in Genel
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLERİ ODASI ANA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 21/5/2013 tarihli ve 28653 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Bilgisayar Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“ç) Temsilcilik: Bilgisayar Mühendisleri Odası il ve bölge temsilciliklerini,”
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 5 – (1) Bilgisayar Mühendisleri Odası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 13 üncü maddesine dayanılarak kurulmuştur. Türkiye sınırları içinde meslek ve sanatlarını yürütmeye yetkili bilgisayar, bilgisayar bilimleri, bilgisayar ve enformatik, bilgisayar sistemleri, bilgisayar ve kontrol, yazılım, bilişim sistemleri, yazılım ve bilişim mühendisleri Bilgisayar Mühendisleri Odasının üyesidir ve bu Yönetmelik hükümlerine tabidir.”
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Ankara’dır.” ibaresi “Ankara’dadır.” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) Odaya asıl üye olabilmek için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak; yurt içinde bilgisayar, bilgisayar bilimleri, bilgisayar ve enformatik, bilgisayar sistemleri, bilgisayar ve kontrol, yazılım, bilişim sistemleri, yazılım ve bilişim mühendisliği eğitimi veren mühendislik fakültelerinden birinden ya da yurt dışındaki aynı eğitimi veren yükseköğretim kurumlarından mezun olmak ve diplomasının denkliği Yükseköğretim Kurulunca onaylanmış olmak gerekir. Yasal olarak mesleğini uygulamaya hak kazanmış bilgisayar, bilgisayar bilimleri, bilgisayar ve enformatik, bilgisayar sistemleri, bilgisayar ve kontrol, yazılım, bilişim sistemleri, yazılım ve bilişim mühendisleri, mühendis unvanı kullanmak ve mesleki faaliyette bulunabilmek için Odaya üye olmak ve üyelik niteliğini korumak zorundadır.”
MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 11 – (1) Odaya üye olmak için aşağıdaki belgelerin sağlanması gerekir:
a) Türkiye Cumhuriyeti uyruklular, Türkiye sınırları içinde oda bünyesindeki mühendislik dallarının lisans eğitimini veren kurumlardan verilen diplomaların, diplomayı veren kurum ya da noter tarafından onaylanmış suretini veya aynı kurumlarca onaylanmış geçici mezuniyet belgelerini, Yükseköğretim Kurulundan aldıkları denklik belgelerini ya da bunların Yükseköğretim Kurulu veya noterce onaylı fotokopilerini Odaya verir. Lisans eğitimi diploması ayrıca e-Devlet üzerinden alınan belge ile de doğrulanabilir. Üyelik kaydında Oda tarafından gerçekliği doğrulanmış lisans diploması esastır.
b) Üyelik için başvuranlar Türkiye Cumhuriyeti resmi kurumlarınca verilen Kimlik Kartı fotokopilerini veya e-Devlet üzerinden alınan nüfus kayıt örneği belgelerini, bir adet fotoğraf ve Oda Üyelik Kayıt Formlarını Odaya verir.
c) Geçici üye olarak kayıt yaptıracak yabancı uyruklu bilgisayar mühendisleri, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 34 üncü ve 35 inci maddelerine göre bu fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen belgelere ek olarak yetkili bakanlıktan almış oldukları onay belgesi ve çalışma iznini Odaya vermek zorundadır.
(2) Birinci fıkrada belirtilen koşulları yerine getirerek Odaya üye olanlara Üye Kimlik Kartı verilir.”
MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının ilk cümlesinde yer alan “ücretsiz izin” ibaresinden önce gelmek üzere “üyenin” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(2) Oda Genel Kurulu, delege tam sayısının çoğunluğu ile toplanır. Birinci toplantıda çoğunluk sağlanamaması halinde, ikinci toplantı için çoğunluk aranmaz. Ancak ikinci toplantıya katılan delege sayısı; Oda Yönetim, Onur ve Denetleme Kurulu asıl ve yedek üyeleri, Oda temsilcisi TMMOB Yönetim Kurulu asıl ve yedek üyeleri, Yüksek Onur ve Denetleme Kurulu aday sayısının altında olamaz.”
MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 18 – (1) Oda Genel Kurulu, delege sistemine göre, doğal delegeler ile Odaya kayıtlı asıl üyeler arasından seçilecek delegelerden oluşur. Oda Yönetim, Onur ve Denetleme Kurullarının asıl üyeleri ile Birlik Yönetim, Yüksek Onur ve Denetleme Kurullarının Oda mensubu asıl üyeleri, Oda Genel Kurulunun doğal delegeleridir.
(2) Doğal delegeler hariç olmak üzere Oda Genel Kurulu toplam delege sayısı 500’dür. Diğer delegeler şube genel kurullarında, şubelerin dışında kalan illerde ise Oda Yönetim Kurulunun belirleyeceği illerden oluşan seçim bölgelerinde, her seçim bölgesi için yine Oda Yönetim Kurulunun belirleyeceği bir ilde Oda gözlemcisi nezaretinde, Şube Genel Kurulu esaslarına göre yapılacak seçimlerle saptanır.
(3) Her şube veya seçim bölgesinde belirlenecek toplam asıl delege sayısı, söz konusu birimlerin üye sayıları esas alınarak 500 kişilik delege sayısı esasına göre belirlenir. Şube ve seçim bölgelerindeki illerin üye sayılarının Odanın toplam üye sayısı içerisindeki payı esas alınarak ortaya çıkacak oranların 500 ile çarpımından söz konusu şube veya seçim bölgesinin eşit sayıda olmak üzere asıl ve yedek delege sayısı bulunur. Hesaplamalarda yuvarlamalar yukarıya doğru yapılır. Yuvarlamalardan kaynaklanan artışlar 500 kişilik delege sayısına eklenir.
(4) Odanın toplam üye sayısının en az % 4’üne sahip iller Oda Yönetim Kurulu kararına gerek olmadan seçim bölgesidir; %4’ün altında üye sayısına sahip iller seçim bölgesi ilan edilemez.
(5) Oturma ve çalışma yerleri, ayrı şube bölgesinde bulunan üyelerin durumunun saptanmasında, üyelerin yazılı beyanı yoksa ikametgâh adresi esas alınır.”
MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 20 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “üyelerin” ibaresi “delegelerin” olarak, (c) bendinde yer alan “üye” ibaresi “delege” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinde yer alan “üye” ibaresi “delege” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Üyelerin” ibaresi “Delegelerin” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 31 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “üye” ibareleri “delege” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 39 uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“f) Meslek alanları ile ilgili diğer meslek kuruluşları ile işbirliği yaparak üyelerin hak ve yetkilerini korumak ve bunu sağlamak için teknik ve idari işleyiş ile ilgili yönerge, şartname ve sözleşmeler hazırlamak ve bu konular ile ilgili önerilerini Oda Genel Kurulu ve Birlik Yönetim Kurulu onayına sunmak,”
MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 43 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “beş asil ve beş yedek” ibaresi “5 asıl ve 5 yedek” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“d) Oda Yönetim Kurulu, Şube Yönetim Kurulu ve Temsilcilik Kurulunca gündeme getirilen konuları görüşür ve Oda Yönetim Kuruluna tavsiye kararlarını iletir.”
MADDE 16 – Aynı Yönetmeliğin 64 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“ç) Oda Genel Kurulunun, görüşmelere katılan üyelerin 2/3 (üçte iki) çoğunluğu ile şube kurulması kararını alması.”
MADDE 17 – Aynı Yönetmeliğin 70 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“c) Şube Yönetim Kurulu adayları ile Oda Genel Kurulu asıl ve yedek delege adaylarının belirlenmesi ve duyurulması,”
MADDE 18 – Aynı Yönetmeliğin 77 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“c) Yönetim Kurulu için 7 asıl, 7 yedek üye ile Oda Genel Kuruluna katılmak üzere Şube üye sayısının Odanın toplam üye sayısı içindeki payının 500 ile çarpımından ortaya çıkan sayıda asıl ve yedek delegeyi seçmek.”
MADDE 19 – Aynı Yönetmeliğin 86 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(1) Temsilcilik Kurulu, temsilciliğe bağlı üye sayısına göre ihtiyaç duyulan kadar tek sayıda üyeden, gerektiğinde eğilim yoklaması yapılarak oda yönetim kurulunca belirlenir. Oda yönetim kurulu, temsilcilik kurulması yolunda aldığı kararı ve Temsilcilik Kurulunu, temsilciliğin bulunduğu il/ilçenin mülki amirine, belediye başkanlığına, cumhuriyet savcılığına ve ilgili kurum ve kuruluşlara yazı ile bildirir. Temsilcilik Kurulunun değişmesi durumunda aynı yöntem izlenir.”
MADDE 20 – Aynı Yönetmeliğin 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının ilk cümlesinde yer alan “temsilciliği” ibaresi “temsilciliğin” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 21 – Aynı Yönetmeliğin 95 inci maddesinin başlığı “Oda adına gelirlerin toplanması ve giderlerin karşılanması” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 22 – Aynı Yönetmeliğin 104 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “organlar,” ibaresi “organ ve delege seçimleri,” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 23 – Aynı Yönetmeliğin 106 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 106 – (1) Organ seçimine katılacak asıl ve yedek adayların dilekçeleri, Genel Kurul Başkanlık Divanınca toplanarak görevli İlçe Seçim Kuruluna verilir. Bir göreve, en az o göreve seçilecek sayıda aday gösterilmesi gerekir.”
MADDE 24 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 25 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Bilgisayar Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu yürütür.
- Published in Genel
Türksat A.Ş.nin Genel Hükümlere Tabi Anonim Şirket Sıfatı İle Özel Hukuk Tüzel Kişisi Niteliğine Sahip Olduğu Ve Kamu Kuruluşu Niteliği Taşımadığı Dolayısı İle İş Deneyim Belgesi Düzenleme Yetkisi Bulunmadığından
Karar No : 2019/MK-315
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2018/543555 İhale Kayıt Numaralı “Gülhane Teknik Hizmetler 6 Kısım Yıllık Bakım Ve Arıza Onarım Hizmet Alımı” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği tarafından yapılan 2018/543555 ihale kayıt numaralı “Gülhane Teknik Hizmetler 6 Kısım Yıllık Bakım ve Arıza Onarım Hizmet Alımı” ihalesine ilişkin olarak İda Klima Isıtma Soğutma Müh. Otom. Taah. Dan. Enerji İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 08.05.2019 tarihli ve 2019/UH.I-575 sayılı karar ile “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine” karar verilmiştir.
Anılan Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle, Ekip Sıhhi Isıtma Soğ. ve Klima Tes. İnş. Eml. Tem. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin vekili tarafından açılan davada, Ankara 9. İdare Mahkemesinin 08.10.2019 tarihli ve E:2019/1291 sayılı kararı ile “Olayda, dava konusu işin “Gülhane Teknik Hizmetler 6 Kısım Yıllık Bakım ve Arıza Onarım Hizmet Alımı” işi olduğu, ihale üzerinde bırakılan davacı tarafından iş deneyimini tevsiken “Türksat A.Ş. tarafından düzenlenen 08.11.2016 tarihli ve 366.702.70 TL tutarlı iş deneyim belgesinin sunulduğu ve iş deneyim belgesinin EKAP kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş.nin hisselerinin tamamının Hazine Müsteşarlığına ait olduğu, ancak Türksat A.Ş.’nin 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, Türksat A.Ş.’de iş mevzuatına tabi personelin istihdam edildiği, Türksat A.Ş.’nin sermayesinde kamu payı ne oranda olursa olsun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, 6245 sayılı Harcırah Kanunu, 832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümlerine ve 4/7/2001 tarihli ve 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede düzenlenen kısıtlamalara tabi olmadığı, genel hükümlere tabi anonim şirket sıfatı ile özel hukuk tüzel kişisi olduğu, bu suretle iş deneyim belgesi düzenlemeye yetkili kamu kurum ve kuruluşu niteliği taşımadığı görülmektedir
Bu durumda, Türksat A.Ş.nin genel hükümlere tabi anonim şirket sıfatı ile özel hukuk tüzel kişisi niteliğine sahip olduğu ve kamu kuruluşu niteliği taşımadığı dolayısı ile iş deneyim belgesi düzenleme yetkisi bulunmadığından, uyuşmazlıkta iş deneyim belgesinin EKAP üzerinden düzenlenerek kayıt altına alınması şartının aranamayacağı anlaşılmakla dava konusu işlemin başvurucunun bu hususa ilişkin iddiasının yerinde bulunduğuna ilişkin kısmında da hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, kısmen hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu Kamu İhale Kurulu Kararının, başvurucunun 1. iddiasına ilişkin kısmı yönünden yürütmenin durdurulması isteminin reddine, başvurucunun 3. iddiasına ilişkin kısmının EKAP kaydının bulunmasına dair bölümü yönünden ise uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceği” şeklinde gerekçe belirtilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
1- Kamu İhale Kurulunun 08.05.2019 tarihli ve 2019/UH.I-575 sayılı kararının 3’üncü iddia ile ilgili kısmının iptaline,
2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, Ekip Sıhhi Isıtma Soğ. ve Klima Tes. İnş. Eml. Tem. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin iş deneyiminin idare tarafından Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 47’nci maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi yönünde 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine,
Oybirliği ile karar verildi.
- Published in İhale Danışmanı, İhale Danışmanı Ankara, İhale Danışmanı İstanbul
GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 309)
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Dayanak
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 113 üncü maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.
(2) Bu Tebliğ, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri vergiye tabi kazançlarının 193 sayılı Kanunun 113 üncü maddesinde düzenlenen Hasılat Esaslı Kazanç Tespiti yoluyla tespit edilmesine ilişkin açıklamaları kapsamaktadır.
Dayanak
MADDE 2 – (1) 7186 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle yeniden düzenlenen Gelir Vergisi Kanununun 113 üncü maddesi aşağıdaki gibidir:
”Hasılat Esaslı Kazanç Tespiti:
Madde 113 – Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerin talep etmeleri hâlinde söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının (25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen mükellefler için hesapladıkları katma değer vergisi dâhil tutarın) %10’u bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak esas alınır. Vergiye tabi kazancın bu suretle tespitinde ilgili faaliyete ilişkin giderler dikkate alınmaz ve bu kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanmaz.
Kazançları birinci fıkra kapsamında tespit edilenlerin;
a) Bu faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetleri, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate alınmaz.
b) Bu kazançları dışındaki beyana tabi diğer kazanç veya iratları hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.
c) İki yıl geçmedikçe bu usulden çıkmaları mümkün değildir.
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri uyarınca bir takvim yılı içinde iki kez ceza kesilen mükellefler, cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılına ait kazançları için bu madde hükümlerinden yararlanamaz.
Bu madde hükümleri kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanır.
Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan oranı iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, kanuni oranına getirmeye; Hazine ve Maliye Bakanlığı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
İKİNCİ BÖLÜM
Hasılat Esaslı Kazanç Tespiti Uygulaması
Uygulamadan yararlanabilecek mükellefler ve faydalanma şartları
MADDE 3 – (1) Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden gelir (kazançları basit usulde tespit edilenler dâhil) veya kurumlar vergisi mükelleflerinden bu hususta talepte bulunanlar yararlanabileceklerdir.
(2) Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından faydalanılabilmesi için;
a) Uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunması,
b) Bu faaliyetlerden kaynaklanan hasılatın tamamının elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde edilmesi,
c) Gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine uygulamadan yararlanma hususunda yazılı olarak talepte bulunulması
şarttır. Bu bağlamda, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamının elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla elde edilmemesi durumunda, bu uygulamadan faydalanılamayacağı tabiidir.
Örnek 1: Bay (A), özel halk otobüsü ile şehir içi yolcu taşıma faaliyetinde bulunmaktadır. Bay (A), bu faaliyetinden kaynaklanan hasılatının bir kısmını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla, diğer kısmını ise yolculardan nakden tahsil etmektedir. Buna göre, şehir içi yolcu taşıma faaliyetinden kaynaklanan hasılatının tamamını elektronik ücret toplama sistemi aracılığı ile elde etmeyen Bay (A)’nın, bu faaliyetine ilişkin olarak hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından yararlanması mümkün değildir.
Uygulamadan yararlanmaya ilişkin talepte bulunulması ve bu taleplerin değerlendirilmesi
MADDE 4 – (1) Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçmek isteyen mükelleflerin, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine bir dilekçe ile başvurarak bu usule geçme hususunda talepte bulunmaları gerekmektedir. Bu mükelleflerin, başvurularına ilişkin dilekçelerine uygulamadan yararlanma şartlarını sağladıklarına dair bilgi ve belgeleri eklemeleri gerekmektedir.
(2) Vergi dairelerince bu başvurular bir ay içerisinde incelenerek, şartları sağlayıp sağlamadıkları ve taleplerinin kabul edilip edilmediği hususu mükelleflere yazı ile bildirilecektir.
(3) Talepleri kabul edilen mükellefler, söz konusu bildirimin kendilerine tebliğ edildiği tarihi takip eden yılın başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçeceklerdir. Aralık ayı içerisinde bu hususta başvuruda bulunan mükelleflerden şartları sağlayanlar için vergi dairelerince bir sonraki takvim yılı içerisinde kendilerine yazı ile bildirim yapılanlar, bildirimin yapıldığı takvim yılının başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçeceklerdir.
(4) Yeni işe başlayan mükelleflerden kazançlarını bu usule göre tespit etmek isteyenlerin, işe başlama bildirimiyle birlikte hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden faydalanmak istediklerini ayrı bir dilekçe ile belirtmeleri gerekmektedir. Bu mükellefler, söz konusu taleplerinin kabul edilmesi halinde işe başlama tarihinden itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından yararlanacaklardır.
Örnek 2: Ticari kazancı basit usulde tespit edilen Bayan (B), özel halk otobüsü ile şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunmakta ve hasılatının tamamını elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla elde etmektedir. Bayan (B), hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçmek için 3/12/2019 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğüne başvuruda bulunmuştur. Vergi dairesince mükellefin başvurusu incelenerek, şartları taşıdığı tespit edilmiş ve hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçebileceği 19/12/2019 tarihinde kendisine bildirilmiştir. Buna göre, mükellef kendisine yapılan bildirim tarihini takip eden yılın başından, yani 1/1/2020 tarihinden itibaren bu faaliyetinden elde ettiği kazancını hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplayacaktır.
Vergiye tabi kazancın hesaplanması
MADDE 5 – (1) Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerden başvuruları vergi dairesi tarafından kabul edilenler, söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının %10’unu bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak beyan edeceklerdir.
Örnek 3: Şehir içi yolcu taşıma faaliyetine ilişkin kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilen ve bu faaliyetine ilişkin hasılatının tamamını elektronik ücret toplama sistemi aracılığı ile elde eden Bay (C), 1/1/2020 tarihinden itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçmiştir. Vergiye tabi başka bir faaliyeti bulunmayan mükellefin, 2020 takvim yılına ait gayrisafi hasılatı ve giderleri aşağıdaki gibidir.

Buna göre Bay (C), 2020 takvim yılına ilişkin olarak vereceği yıllık gelir vergisi beyannamesinde hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre elde ettiği gayrisafi hasılat tutarının %10’u olarak hesapladığı (90.000 * %10) = 9.000 TL’yi vergiye tabi ticari kazanç olarak beyan edecektir. Bay (C), 2020 takvim yılında hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne tabi olduğundan, şehir içi yolcu taşıma faaliyetine ilişkin bu dönemdeki giderlerini ticari kazancının ve gelir vergisi matrahının tespitinde dikkate alamayacaktır.
(2) Hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden faydalanan mükelleflerden 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilenler, hasılat esaslı kazancın tespitinde bu faaliyetlerine ilişkin hesapladıkları katma değer vergisi dâhil tutarı gayrisafi hasılat tutarı olarak dikkate alacaklardır.
Örnek 4: Münhasıran şehir içi yolcu taşıma faaliyeti ile iştigal eden ve bu faaliyetine ilişkin hasılatının tamamını elektronik ücret toplama sistemi ile elde eden (A) Ltd. Şti., bu faaliyetine ilişkin olarak 1/1/2020 tarihinden itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçmiştir. Mükellef kurum, Ocak/2020 döneminden itibaren de Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilmekte olup, 2020 takvim yılında bu faaliyetine ilişkin hesapladığı katma değer vergisi dâhil gayrisafi hasılat tutarı ve giderleri aşağıdaki gibidir.

Buna göre; (A) Ltd. Şti. 2020 hesap dönemine ilişkin olarak vereceği kurumlar vergisi beyannamesinde hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre elde ettiği gayrisafi hasılat tutarının %10’u olarak hesapladığı (767.000 TL * %10) = 76.700 TL’yi vergiye tabi kurum kazancı olarak beyan edecektir.
(3) Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine ilişkin vergiye tabi kazancın hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanmasında, bu faaliyete ilişkin giderler dikkate alınmayacak ve bu usule göre tespit edilen kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanmayacaktır.
Örnek 5: Şehir içi yolcu taşıma faaliyeti dolayısıyla adına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilen 28 yaşındaki Bay (Ç), bu faaliyetine 1/4/2020 tarihinde başlamış olup, vergi dairesine vermiş olduğu işe başlama bildirimi ekinde yer alan dilekçesinde hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden faydalanmak istediğini belirtmiştir. Bay (Ç), şehir içi yolcu taşıma faaliyetine ilişkin hasılatının tamamını elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla elde etmektedir. Bay (Ç), 5/7/2020 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesine vermiş olduğu dilekçede, 1/7/2020 tarihinden itibaren konfeksiyon ürünlerinin perakende satışı faaliyetine de başladığını bildirmiştir. Bay (Ç)’nin 2020 takvim yılında söz konusu faaliyetlerinden elde ettiği gelirler ile maliyetlerine ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir.

Buna göre Bay (Ç)’nin;
a) 1/4/2020-31/12/2020 tarihleri arasında şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinden hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan kazancı (300.000 TL*%10) = 30.000 TL’dir.
b) 1/7/2020-31/12/2020 tarihleri arasında konfeksiyon ürünlerinin perakende satışı faaliyetine ilişkin kazancı (530.000 TL– 480.000 TL) = 50.000 TL’dir.
Bay (Ç)’nin, 2020 takvim yılına ilişkin vergiye tabi ticari kazancı toplamı (Konfeksiyon ürünlerinin satışından elde ettiği kazanç + hasılat esaslı kazanç)=(50.000 TL + 30.000 TL) = 80.000 TL olarak hesaplanacaktır.
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesinde düzenlenen genç girişimcilerde kazanç istisnasına ilişkin tüm şartları taşıyan Bay (Ç), 20/8/2020 tarihinde kamuya yararlı bir derneğe 5.000 TL tutarında nakdi bağış yapmıştır.
Buna göre Bay (Ç), sadece konfeksiyon ürünlerinin perakende satışından elde ettiği 50.000 TL için Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesinde düzenlenen genç girişimcilerde kazanç istisnasından yararlanabilecek, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinden hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan kazancı olan 30.000 TL, söz konusu istisnaya konu edilemeyecektir. Dolayısıyla Bay (Ç)’nin 2020 yılına ilişkin gelir vergisi matrahının tespitinde, konfeksiyon ürünlerinin perakende satışından elde ettiği kazancı genç girişimci kazanç istisnası tutarının altında kaldığından dikkate alınmayacak, sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinden elde ettiği ticari kazancı dikkate alınacaktır.
Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinden hesaplanan kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanamayacağından ve Bay (Ç)’nin konfeksiyon ürünlerinin perakende satışından elde ettiği kazancının tamamı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesinde düzenlenen genç girişimcilerde kazanç istisnasına konu edildiğinden, beyana tabi başkaca geliri bulunmayan Bay (Ç)’nin, kamuya yararlı derneğe yapmış olduğu nakdi bağışı beyanname üzerinde indirim konusu yapması mümkün değildir.
(4) Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetlerinin veya kazanç ya da iratlarının bulunması halinde, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetlerini, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate almaları mümkün değildir. Bu mükellefler, diğer faaliyetlerinden dolayı elde ettikleri kazanç veya iratları nedeniyle 193 sayılı Kanunun 113 üncü maddesi hükmünden de faydalanamayacaklardır.
(5) Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde müşterek genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan maliyetlerin toplam maliyetler içindeki oranı dikkate alınarak dağıtılacaktır. Bu dağıtım sonucunda müşterek genel giderlerden şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine düşen pay, diğer faaliyetlere ilişkin vergiye tabi kazancın ve gelir ya da kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacaktır.
Örnek 6: (B) A.Ş., şehir içi yolcu taşıma faaliyetinin yanında otel işletmeciliği faaliyetinde de bulunmaktadır. Şehir içi yolcu taşıma faaliyeti kapsamında hasılatının tamamını elektronik ücret toplama sistemi ile elde eden (B) A.Ş., 1/1/2020 tarihinden itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçmiştir. (B) A.Ş.’nin 2020 yılında söz konusu faaliyetlerine ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir.

(B) A.Ş., şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti ile bu kapsama girmeyen işleri birlikte yaptığı için şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine ilişkin gider veya maliyetini ve müşterek giderlerden şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine düşen payı vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate almayacak ve hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre tespit edilen kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulamayacaktır.
Buna göre; (B) A.Ş.’nin;
a) 2020 yılında otel işletmeciliği faaliyetine ilişkin;
– hasılat toplamı 750.000 TL,
– müşterek genel giderlerden otel işletmeciliği faaliyetine düşen pay tutarı, [50.000 TL * (580.000 TL / (420.000 TL + 580.000 TL))]= 29.000 TL dâhil maliyet toplamı, (580.000 TL + 29.000 TL) = 609.000 TL ve
b) 2020 yılında şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinden hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan kazancı (500.000 TL * %10) = 50.000 TL’dir.
(B) A.Ş.’nin, 2020 hesap dönemine ilişkin kurum kazancı (hasılat toplamı– maliyet toplamı) + hasılat esaslı kazanç = [(750.000 TL– 609.000 TL) + 50.000 TL] = 191.000 TL olarak hesaplanacaktır.
Müşterek genel giderlerden şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine düşen [50.000 TL * (420.000 TL / (420.000 TL + 580.000 TL))] = 21.000 TL pay tutarının kurum kazancının ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınması mümkün değildir.
Mükellefin hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan kazancına herhangi bir indirim ve istisna uygulanmayacak ve bu tutar kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurum kazancından beyanname üzerinde indirilebilecek tutarların hesabında da dikkate alınmayacaktır.
(6) Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen ve şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetleri de bulunan mükelleflerce, söz konusu uygulama kapsamında bulunan ve bulunmayan faaliyetlerine ilişkin hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, uygulama kapsamındaki faaliyete ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtlarının da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.
Uygulamadan çıkış
MADDE 6 – (1) Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine ilişkin kazançları hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan mükellefler, bu usule geçtikleri tarihten itibaren iki yıl geçmeden bu usulden çıkamayacaklardır.
(2) Bu usulden çıkmak isteyen mükellefler, iki yıllık sürenin tamamlanması kaydıyla, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine verecekleri dilekçelerine istinaden, takip eden yılın başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden çıkabileceklerdir.
Örnek 7: Şehir içi yolcu taşıma faaliyetine ilişkin hasılatının tamamını elektronik ücret toplama sistemi aracılığı ile elde eden Bay (D), 1/1/2020 tarihi itibariyle hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçmiştir. Buna göre; Bay (D) 1/1/2022 tarihinden önce söz konusu usulden çıkamayacaktır.
Bay (D), 15/7/2022 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesine verdiği dilekçede takip eden yılın başından itibaren bu usulden çıkmak istediğini belirtmiştir. Buna göre Bay (D), 1/1/2023 tarihinden itibaren vergiye tabi kazancının tespitinde hasılat esaslı kazanç tespiti usulünü uygulamayacaktır.
Uygulamaya ilişkin şartların kaybedilmesi
MADDE 7 – (1) Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından yararlanan mükellefler hakkında, bu uygulamadan yararlandıkları dönemlerle sınırlı olmak üzere, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca bir takvim yılı içerisinde iki kez ceza kesilmesi halinde, bu mükellefler cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılı boyunca bu uygulamadan yararlanamazlar. Söz konusu mükellefler anılan fıkralar uyarınca ikinci cezanın kesildiği takvim yılının başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından çıkarlar.
Örnek 8: Şehir içi yolcu taşıma faaliyeti ile iştigal eden ve hasılatının tamamını elektronik ücret toplama sistemi ile elde eden (C) Ltd. Şti., 1/1/2020 tarihinden itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçmiştir. (C) Ltd. Şti.’ye bağlı bulunduğu vergi dairesi tarafından 25/10/2019, 2/1/2020 ve 5/2/2020 tarihlerinde 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Buna göre, uygulamadan yararlanılmaya başlanılan takvim yılından önce kesilen söz konusu ceza, (C) Ltd. Şti.’nin bu uygulamadan yararlanmasına engel teşkil etmeyecektir.
Öte yandan, (C) Ltd. Şti. hakkında hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçtiği 1/1/2020 tarihinden sonra, bir takvim yılı içerisinde Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin birinci veya ikinci fıkraları uyarınca iki kez özel usulsüzlük cezası kesilmesi nedeniyle mükellef kurum, 1/1/2020 tarihinden itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından faydalanamayacak olup, cezaların kesildiği yılı takip eden iki takvim yılı boyunca da bu uygulamadan yararlanamayacaktır.
(2) Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından yararlanan mükelleflerin bu faaliyete ilişkin hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde etmemeleri halinde, bu mükellefler söz konusu durumların gerçekleştiği yılın başından itibaren bu uygulamadan çıkarlar.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Son Hükümler
Yürürlük
MADDE 8 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.
- Published in İhale Danışmanı, İhale Danışmanı Ankara
TS 2337-8 PİMLER – BÖLÜM: 8 METRİK VİDA DİŞLİ VE KONİK UZUNLUĞU SABİT KONİK PİMLER STANDARDI İLE İLGİLİ TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: MSG – MS – 2019/19)
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, TS 2337-8 (Ocak 2019) “Pimler-Bölüm: 8 Metrik Vida Dişli ve Konik Uzunluğu Sabit Konik Pimler” standardının uygulamaya konulmasına ilişkin hususları belirlemektir.
Standardın kapsamı
MADDE 2 – (1) Bu standard, anma çapı 5mm ≤ d₁ ≤ 50mm olan, sertleştirilmemiş, ucuna kadar metrik vida dişli ve konik uzunluğu sabit konik pimlerin boyutlarını ve teknik teslimat şartlarını kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ; 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, 10/6/1930 tarihli ve 1705 sayılı Ticarette Tağşişin Men’i ve İhracatın Murakabesi ve Korunması Hakkında Kanun ile 15/7/2018 tarihli ve 30479 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve 2/5/2012 tarihli ve 2012/3169 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Düzenlenmemiş Alanda Karşılıklı Tanıma Yönetmeliğine dayanılarak hazırlanmıştır.
Uygulamaya konma
MADDE 4 – (1) TS 2337-8 (Mayıs 2001) “Pimler – Konik – Dışı Kısmî Vida Dişli” standardı iptal edilmiştir. Yerine TSE Teknik Kurulunun 28/01/2019 tarihli toplantısında revizyonu yapılan ve yayımına karar verilen TS 2337-8 (Ocak 2019) “Pimler-Bölüm: 8 Metrik Vida Dişli ve Konik Uzunluğu Sabit Konik Pimler” standardı imalat ve piyasaya arz safhalarında zorunlu olarak uygulamaya konulmuştur.
Uyma zorunluluğu
MADDE 5 – (1) TS 2337-8 (Ocak 2019) “Pimler-Bölüm: 8 Metrik Vida Dişli ve Konik Uzunluğu Sabit Konik Pimler” standardı kapsamına giren ürünleri üreten ve piyasaya arz edenlerin Tebliğ hükümlerine uymaları zorunludur.
Karşılıklı tanıma hükmü
MADDE 6 – (1) TS 2337-8 (Ocak 2019) “Pimler-Bölüm: 8 Metrik Vida Dişli ve Konik Uzunluğu Sabit Konik Pimler” standardı ile ilgili Tebliğ hükümleri Avrupa Birliği üyesi bir ülkede yasal olarak üretilmiş veya yasal olarak serbest dolaşıma girmiş ürünlere uygulanmaz.
(2) Ancak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı birinci fıkrada belirtilen ürünü, Düzenlenmemiş Alanda Karşılıklı Tanıma Yönetmeliğinin Üçüncü Bölümünde belirtilen usul ve esaslara uyarak değerlendirmeye tabi tutabilir ve bunun sonucunda TS 2337-8 (Ocak 2019) “Pimler-Bölüm: 8 Metrik Vida Dişli ve Konik Uzunluğu Sabit Konik Pimler” standardı ile ilgili Tebliğ tarafından aranan koruma düzeyini eşdeğer ölçüde sağlamadığını tespit ederse, ürünün piyasaya arzını yasaklayabilir, koşula bağlayabilir, piyasadan geri çekilmesini veya toplatılmasını isteyebilir.
Temin
MADDE 7 – (1) TS 2337-8 (Ocak 2019) “Pimler-Bölüm: 8 Metrik Vida Dişli ve Konik Uzunluğu Sabit Konik Pimler” standardı, TSE merkez teşkilatından veya il temsilciliklerinden temin edilir. İletişim bilgilerine TSE’nin internet sitesinden ulaşılabilir.
Yürürlükten kaldırılan standard
MADDE 8 – (1) 7/5/2001 tarihli ve 24395 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan TS 2337-8 “Pimler – Konik – Dışı Kısmi Vida Dişli” standardı yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.
- Published in İhale Danışmanı, İhale Danışmanı Ankara, İhale Danışmanlığı
Terör Örgütü İle İltisak İrtibat Bulunmaması – Soruşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar – Değerlendirme Dışı Bırakılma
Karar No : 2019/MK-311
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2017/605726 İhale Kayıt Numaralı “Harran İlçe Merkezi Muhtelif Cadde Ve Sokaklarda Parke Taşı Döşeme İşi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Harran Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yapılan 2017/605726 ihale kayıt numaralı “Harran İlçe Merkezi Muhtelif Cadde ve Sokaklarda Parke Taşı Döşeme İşi” ihalesine ilişkin olarak İbrahim Akyüz itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 27.02.2019 tarihli ve 2019/UY.I-285 sayılı karar ile “ 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.
Davacı İbrahim Akyüz tarafından anılan Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, Ankara 13. İdare Mahkemesinin 12.09.2019 tarihli E:2019/722, K:2019/1783 sayılı kararında “…Olayda iptali istenen işleme konu davacının teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasının gerekçesi olarak, davacı hakkında yapılan güvenlik soruşturması sonucunda Şanlıurfa Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nün Şanlıurfa İl OHAL Bürosuna sunulmak üzere İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne yazdığı 27.03.2018 tarih ve 2018/410 sayılı yazıda, Müdürlüğümüzce yapılan arşiv tetkikinde, İbrahim Akyüz hakkında FETÖ/PDY terör örgütü kapsamında ihbarın olduğu, bahse konu ihbar ile ilgili olarak Müdürlüğümüzce 05.03.2018 tarihinde araştırma yapılarak tanzim edilen evrakların 19.03.2018 tarihinde yapılacak soruşturmaya esas olmak üzere İlimiz Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edildiği” hususunun belirtilmesinin gösterilmesi karşısında, Mahkememizin 24.07.2019 tarihli ara kararı ile Şanlıurfa Valiliğinden davacı hakkında ilgili terör örgütü ile ilgili herhangi bir adli veya idari işlem ya da ceza soruşturması/kovuşturması olup olmadığı hususları sorulmuş, ara kararına istinaden Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sunulan bilgi ve belgelere bakıldığında, davacı hakkında FETÖ/PDY terör örgütü kapsamında Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/228 ihbar dosyası kapsamında 10/12/2018 tarih ve 2018/337 sayılı karar ile 2018/281 ihbar dosyası kapsamında ise 25/07/2018 tarih ve 2018/162 sayılı karar ile ihbar edilen davacı İbrahim Akyüz hakkında soruşturma açmayı gerektirecek nitelikte delil bulunmaması nedeniyle Soruşturmaya Yer Olmadığına karar verildiğinin belirtilerek ilgili kararların Mahkememize sunulduğu, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi başkanlığı tarafından davacı hakkında herhangi bir kayda rastlanılmadığının bildirildiği, Şanlıurfa Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü tarafından ise Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sunulan bilgi ve belgeler ile benzer nitelikte cevap verildiği görülmüştür. Bu durumda davacı hakkında yapılan güvenlik soruşturmasının olumsuz olarak sonuçlanmasının nedeni olarak gösterilen hususa ilişkin olarak Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/228 ihbar dosyası kapsamında 10/12/2018 tarih ve 2018/162 sayılı karar ile davacı İbrahim Akyüz hakkında soruşturmayı açmayı gerektirecek nitelikte delil bulunmaması nedeniyle Soruşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiği açık olduğundan idarece davacının terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğundan Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirildiğinden bahisle 4734 sayılı Kanun’un 11.maddesinin birinci (g) bendi uyarınca teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasında ve itirazen şikayet başvurusunun bu gerekçe ile reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır.” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
1- Kamu İhale Kurulunun 27.02.2019 tarihli ve 2019/UY.I-285 sayılı kararının iptaline,
2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine,
Oybirliği ile karar verildi.
- Published in Değerlendirme Dışı Bırakılma, İhale Danışmanı, İhale Danışmanı İstanbul
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ BESLEME KANUNU UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
MADDE 1 – 1/3/2008 tarihli ve 26803 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Silahlı Kuvvetleri Besleme Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin adı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ, JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI VE SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI BESLEME KANUNU UYGULAMA YÖNETMELİĞİ”
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; 24/5/2007 tarihli ve 5668 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Besleme Kanununun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 5668 sayılı Kanunun 11 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.”
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“m) Türk Silahlı Kuvvetleri: Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarını,”
MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“f) Kuvvet Komutanının, Jandarma Genel Komutanının, Sahil Güvenlik Komutanının veya yetkilendirecekleri makamın onayıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Jandarma Genel Komutanlığının ve Sahil Güvenlik Komutanlığının kadrosunda olmayan ancak askerî birliklerle beraber görev yapan veya tatbikatlara katılan ve görev koşullarının kazandan besleme yapılmasını zorunlu kıldığı kişiler.”
MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Maliye Bakanlığına” ibaresi “Hazine ve Maliye Bakanlığına” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) İlgisine göre Millî Savunma Bakanlığı veya İçişleri Bakanlığı tarafından tespit edilecek olan görev koşullarına bağlı olarak, bir kişinin günlük beslenme gereksinimini karşılayacak şekilde, öğünlere göre özel olarak oluşturulmuş hazır yemek, kumanyalık yiyecekler veya yalnız kıt’a yükü demirbaş erzak yedirildiği günlerde bu yiyeceklerin parasal değerinin günlük yemek bedelinin altında veya üstünde olması durumu dikkate alınmaz.”
MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile altıncı fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“5668 sayılı Kanunu, bedel ölçüt tablosunda yer alan kuru baklagiller, yaş sebze, taze meyve ve diğer yiyecek maddeleri için günlük yemek çizelgesinde uygulanacak birim fiyatlarında, birliğe mal oluş fiyatları esas alınır.”
“d) Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı spor takımlarından, yoğun beden hareketlerini yapan takımların toplu olarak çalışma kamplarında bulunan personeli kapsar.”
MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 14 – (1) Kazandan beslenecek personel için; yemek hazırlama, pişirme, dağıtım, servis ve temizlik gibi yemek öncesi ve sonrasına yönelik mal ve hizmetlerden bir kısmı veya tamamının satın alınması ile ilgili işlemlerde, 5668 sayılı Kanun gereği hazırlanan 1/3/2008 tarihli ve 26803 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Silahlı Kuvvetlerinde Satın Alınacak Yemek Hizmeti Uygulamalarına Dair Yönetmelik hükümleri esas alınır.”
MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 15 – (1) Sözleşmeli erbaş ve erler ile erbaş, er, askerî öğrenciler ve kazana dahil olanlar için yemek hazırlama, pişirme ve sonrasında kullanılan araç ve gereçlerin temizliği; sözleşmeli erbaş ve erler ile erbaş, er ve askerî öğrencilerin kişisel temizlikleri ile kullandıkları giyecek ve eşyaların temizliği için gereken temizlik maddelerine ait hususlar için 5668 sayılı Kanun gereği hazırlanan, 1/3/2008 tarihli ve 26803 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Silahlı Kuvvetleri Besleme Kanunu Temizlik Maddeleri Kullanım Esasları ve Usullerine Dair Yönetmelik hükümleri esas alınır.”
MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 16 – (1) Kıt’a yükü demirbaş erzak ile barış stok seviyesine ait hususlar, 5668 sayılı Kanun gereği hazırlanan, 1/3/2008 tarihli ve 26803 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Silahlı Kuvvetleri Savaş Şartları ile Olağanüstü Durumlarda Besleme Desteği İhtiyaçlarının Karşılanmasına Dair Yönetmelik hükümleri kapsamında uygulanır.”
MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(3) Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin sağlıklı beslenmesi ve beslenme kalitesinin yükseltilmesi amacıyla, gıda maddelerinin kalite değerleri ile bunların hazırlandığı ortamların hijyenik durumlarının kontrolüne yönelik laboratuvar ve hijyen denetim hizmet desteği, ilgili yönerge esasları doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı gıda kontrol teşkillerince verilir.”
MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğe 17 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Yönetmeliğin uygulanmasında sorumluluk
MADDE 17/A – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasından doğan tereddütler derhal Millî Savunma Bakanlığının ve İçişleri Bakanlığının ilgili birimlerine bildirilir. Millî Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı bu tereddütleri gidermeye yetkilidir.”
MADDE 14 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 15 – Bu Yönetmelik hükümlerini Millî Savunma Bakanı ile İçişleri Bakanı birlikte yürütür.
- Published in İhale Danışmanı, Yemek Hizmet Alım İhalesi
- 1
- 2






