Karar No : 2020/MK-9
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2019/407757 İhale Kayıt Numaralı “Radyasyon Onkolojisi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan 2019/407757 ihale kayıt numaralı “Radyasyon Onkolojisi” ihalesine ilişkin olarak, Mediline Klinik Hizmetler Anonim Şirketi itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 14.11.2019 tarihli ve 2019/UH.IV-1473 sayılı karar ile “Başvurunun reddine” karar verilmiştir.
Anılan Kurul kararının iptali istemiyle Mediline Klinik Hizmetler Anonim Şirketi tarafından açılan davada, Ankara 2. İdare Mahkemesinin 20.12.2019 tarihli kararı ile E:2019/2219 sayılı dosyasında “…4734 sayılı Kanun ve yukarıda aktarılan Yönetmelik hükümleri uyarınca, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday, istekli veya istekli olabileceklerin şikâyet veya itirazen şikâyet başvurusunda bulunabilecekleri açıktır. Dava konusu ihaleye teklif veren davacı şirket de, gerek 4734 sayılı Kanun ve gerekse ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca istekli statüsünde olduğundan, dava konusu ihalenin üzerinde kalıp kalmadığı yahut teklifinin değerlendirme dışı bırakılıp bırakılmadığına bakılmaksızın uyuşmazlığı konu ihaleye yönelik olarak şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunabilmelidir.
Bu durumda; uyuşmazlık konusu ihaleye katılan ve istekli konumunda bulunan davacı şirketin itirazen şikâyet başvurusunun esasının incelenmesi gerekirken, başvuru sahibinin kendi teklifinin değerlendirme dışı bırakılması işlemine karşı bir iddiasının bulunmadığı, dolayısıyla itirazen şikâyet başvurusu uygun bulunsa dahi ihalenin başvuru sahibi üzerinde bırakılması ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun ehliyet yönünden reddine ilişkin olarak alınan dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Ayrıca dava konusu işlemin ihale süreçlerine ilişkin olması ve halen uygulanmaya devam etmesi nedeniyle telafisi güç ve imkânsız zararlar doğurabileceği açıktır.” şeklinde gerekçe belirtilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
Kamu İhale Kurulunun 14.11.2019 tarihli ve 2019/UH.IV-1473 sayılı kararının iptaline,
2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, başvuru sahibinin iddialarının esasının incelenmesine geçilmesine,
- Published in İhale Danışmanı, İhale Danışmanı Ankara, İTİRAZEN ŞİKAYET
Karar No : 2017/MK-412
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2016/436639 İhale Kayıt Numaralı “Tavşanlı – Emet Devlet Yolu Km: 0+000 – 19+000 Arasının Toprak Tesviye, Sanat Yapıları, Üst Yapı Ve Köprü İşleri İnşaatı İşi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Karayolları Genel Müdürlüğü 14. Bölge Müdürlüğü tarafından 29.11.2016 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Tavşanlı-Emet Devlet Yolu Km: 0+000 – 19+000 Arasının Toprak Tesviye, Sanat Yapıları, Üst Yapı ve Köprü İşleri İnşaatı İşi” ihalesine ilişkin olarak Heltaş İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin 30.01.2017 tarihinde yaptığı şikayet başvurusunun, idarenin 07.02.2017 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibinin 16.02.2017 tarih ve 9598 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 16.02.2017 tarihli dilekçe ile itirazen şikayet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 15.03.2017 tarihli ve 2017/UH.I-838 sayılı karar ile “4734 sayılı Kanunun 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine” karar verilmiştir.
15.03.2017 tarihli ve 2017/UH.I-838 sayılı Kurul Kararı’nda, başvuru sahibi tarafından ihale üzerinde bırakılan istekli ve ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi istekli bakımından ileri sürülen iddiaların yerinde bulunduğu, sonuç kısmında ise aynı ihaleye ilişkin olarak yapılan bağlantılı inceleme sonucunda alınan karara atıf yapılarak, ihale üzerinde bırakılan istekli ve ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi isteklinin teklifleri ile birlikte başvuru sahibi Heltaş İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin teklifinin de reddedilmesine karar verilmiştir.
Davacı Heltaş İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 10. İdare Mahkemesinin 13.07.2017 tarih ve E:2017/1029, K:2017/1786 sayılı kararında “… Olayda; iş bu davanın konusu 15.03.2017 tarih ve 2017/UY.I-838 sayılı kurul kararında davacı şirketin teklifiyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, sonuç bölümünde ise dava dışı Danış Yapı San. ve Tic. A.Ş. İle MB Yapı Tic. Ltd. Şti. İş ortaklığı tarafından yapılan itirazen şikayet başvurusu üzerine davacı Heltaş İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin teklifinin (düzeltici işlem tesisi ile) reddedilmesine dair dava konusu Kurul kararından sonraki 15.03.2017 tarih ve 2017/UY.I-839 Kurul kararına atıf yapılarak davacı şirketin teklifinin reddedildiği görülmektedir.
Bu durumda, her ne kadar davacının teklifinin reddedilmesinin dayanağının 15.03.2017 tarih ve 2017/UY.I-839 sayılı kurul kararı olduğu görülmekte ise de, yukarıda aktarılan mevzuat gereği itirazen şikayet başvurularında başvuru sahibinin iddiaları ile sınırlı değerlendirme yapılabilecek olmasına karşın, başvuru sahibi davacı şirketin teklifinin herhangi bir değerlendirmeye yer verilmeden ve sonraki bir Kurul kararı esas alınarak reddedilmesi şeklinde tesis edilen dava konusu 15.03.2017 tarih ve 2017/UY.I-838 sayılı kararın davacıyla ilgili kısmında hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Öte yandan davacı şirket tarafından, tekliflerinin reddedilmesine dair 15.03.2017 tarih ve 2017/UY.I-839 kurul kararının iptali istemiyle açılan davada Ankara 11. İdare Mahkemesi’nin 05.05.2017 tarihli E-2017/898, K:2017/1663 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş olmakla birlikte temyiz aşamasında kararın bozulması halinde, iş bu davada iptali istenen davacının teklifinin reddedilmesine dair 15.03.2017 tarih ve 2017/UY.I-838 sayılı kararın uygulanacak olması karşısında davacının menfaatini etkilediği açıktır.” gerekçesiyle dava konusu işlemin davacıyla ilgili kısmının iptaline karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrasında; mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle,
Kamu İhale Kurulunun 15.03.2017 tarihli ve 2017/UH.I-838 sayılı kararının başvuru sahibi Heltaş İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ilgili kısmının iptaline,
Oybirliği ile karar verildi.
- Published in İhale Danışmanı, İhale Danışmanı Ankara, İTİRAZEN ŞİKAYET
Karar No : 2019/MK-247
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2016/419070 İhale Kayıt Numaralı “Kaman-Savcılı-Kırşehir İl Yolu Km:0+000-70+500 Arası Toprak İşleri, Sanat Yapıları Ve Üstyapı Yol Yapım İşi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Karayolları 6. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan 2016/419070 ihale kayıt numaralı “Kaman-Savcılı-Kırşehir İl Yolu Km:0+000-70+500 Arası Toprak İşleri, Sanat Yapıları ve Üstyapı Yol Yapım İşi” ihalesine ilişkin olarak Mürsel Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti – SDB Mad. Yapı Turz. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı tarafından itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuş ve Kurulca alınan 04.10.2018 tarihli ve 2018/UY.II-1793 sayılı karar ile “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.
Mürsel Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti – SDB Mad. Yapı Turz. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 17. İdare Mahkemesinin 06.02.2019 tarihli ve E:2018/2165, K:2019/163 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu Mahkeme kararı üzerine yapılan temyiz başvurusu neticesinde ise Danıştay Onüçüncü Dairesinin 03.07.2019 tarihli ve E:2019/1546, K:2019/2336 sayılı kararında “1- Dava konusu Kurul kararındaki sıralama itibarıyla, davacıların 1., 3., 4., 6., 7.,ve 9. iddialarına yönelik kısmının incelenm
…
Temyizen incelenen kararın, dava konusu işlemin, davacıların 1., 3., 4., 6., 7., 8., ve 9. iddiaları yönünden davanın reddine dair kısmı usul ve hukuka uygun olup, davacıların temyiz dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Dava konusu Kurul kararındaki sıralama itibarıyla, davacıların 2. iddiasına yönelik kısmının incelenmesi:
…
İdari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesinin hukuk güvenliği ilkesinin gereği olduğu, anılan Anayasa hükmü ile, idareye, işlemlerinde ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirildiği, bu itibarla, ihaleyi yapan idarece Anayasa’nın 40. maddesine uygun olarak hangi mercilere başvurulabileceği ve sürelerinin belirtilmesi gerektiği, ancak idarenin bu bildirim yükümlülüğü çerçevesinde “on gün içerisinde idareye şikâyet başvurusunda bulunabileceğini” belirterek davacıyı yanlış yönlendirdiği, davacının ihale komisyonu kararının kendisine tebliğinden itibaren süresi içerisinde şikâyet başvurusunda da bulunduğu anlaşıldığından, davacının itirazen şikâyet başvurusunda yer verdiği 2. iddiasının süre yönünden reddine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Dava konusu Kurul kararındaki sıralama itibarıyla, davacıların 5. iddiasına yönelik kısmının incelenmesi:
…
Bu durumda, davacının 5. iddiasının 2018/UY.II-1354 sayılı Kurul kararının eşit muamele ilkesi yönünden yapılan incelemelere ve bu çerçevede 16/08/2018 tarihli ve 5 sayılı ihale komisyonu kararma konu işlemlere ilişkin bir iddia olduğu, 2018/UY. 11-1354 sayılı Kurul karamın anılan kısmının da Ankara 16. İdare Mahkemesi’nin 29/11/2018 tarih ve E:2018/1757, K:2018/2541 sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, bu kararında Dairemizin 25/04/2019 tarih ve E:2019/91, K:2019/1356 sayılı kararıyla gerekçeli onandığı anlaşıldığından, davacının 5. iddiasının Dairemizin anılan kararında yer verilen gerekçeler göz önünde bulundurulmak suretiyle yeniden incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davacıların itirazen şikâyet başvurusunda yer verdiği 5. iddiası yönünden davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararının bu kısmında da hukukî isabet bulunmamaktadır…” şeklinde karar verilmiştir.
Bununla birlikte Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25.04.2019 tarihli ve E:2019/91, K:2019/1356 sayılı kararı doğrultusunda alınan 24.07.2019 tarihli ve 2019/MK-222 sayılı Kurul kararı ile “1- Kamu İhale Kurulunun 03.01.2019 tarihli ve 2019/MK-3 sayılı kararının iptaline,
Kamu İhale Kurulunun 18.07.2018 tarihli ve 2018/UY.II-1354 sayılı kararının (B) bölümünün Danıştay Onüçüncü Dairesinin 25.04.2019 tarihli ve E:2019/91, K:2019/1356 sayılı kararında belirtilen gerekçe ile iptaline,
Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 18.07.2018 tarihli ve 2018/UY.II-1354 sayılı Kurul kararının (B) bölümünde yer alan istekliler açısından “sunulan Ticaret Sicil Gazetesi’nin ortaklarının son durumunu göstermediği, ortaklık oranlarının belli olmadığı” iddiasının esasının yeniden incelenmesine” karar verilmiş olup, anılan iddiaya ilişkin esas incelemesi devam etmektedir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
1- Kamu İhale Kurulunun 04.10.2018 tarihli ve 2018/UY.II-1793 sayılı kararının 2 ve 5’inci iddialar ile ilgili kısmının iptaline,
2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, başvuru sahibinin 2 ve 5’inci iddialarının esasının yeniden incelenmesine,
Oybirliği ile karar verildi.
Geçici Teminatın Gelir Kaydedilmesi – İdari Merci Tecavüzü – Başvurunun Süre Yönünden Reddi
Not : Karardaki mevzuat eski tarihli olduğundan başvuru süreleri gözardı edilmelidir ancak karar kavramlar itibariyle geçerliliğini koruduğu için paylaşılmıştır.
Karar No : 2014/UH.IV-1271
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2008/3526 İhale Kayıt Numaralı “01.04.2008-31.03.2009 Tarihli Koruma Ve Güvenlik Hizmeti Alımı.” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
Yıldız Teknik Üniversitesitarafından 27.02.2008 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan “01.04.2008-31.03.2009 Tarihli Koruma ve Güvenlik Hizmeti Alımı” ihalesine ilişkin olarak başvuru sahibince 17.02.2014tarih ve 5806sayı ile Kurum kayıtlarına alınan dilekçe ile başvuruda bulunulmuştur.
Başvuruya ilişkin olarak 2014/768sayılı şikâyet dosyası kapsamında yapılan inceleme neticesinde ön inceleme raporu tanzim edilmiştir.
KARAR:
Şikâyet dilekçesi ve ön inceleme raporu incelendi:
Başvuru dilekçesinde özetle, başvuru konusu ihalenin kendileri üzerine bırakıldıktan sonra itirazen şikâyet başvurusu nedeniyle ihale sürecinin uzadığı aşamada teklif geçerlik süresinin uzatılmasına yönelik bir beyanda bulunulmadığı, idarece gönderilen sözleşmeye davet yazısının teklif geçerlik süresinin bitiminden sonra kendilerine ulaştığı, sözleşme imzalamamaları gerekçesiyle haklarında ihalelere katılmaktan 1 yıl süreyle yasaklama kararının verilerek geçici teminatlarının irat kaydedildiği, yasaklamaya ilişkin açtıkları dava üzerine verilen Danıştay kararı ile yasaklamanın kaldırıldığı, Danıştay kararının haklılıklarını ispatladığı, geçici teminatın kendilerine iade edilmesi gerektiği iddialarına yer verilmiştir.
17.02.2014 tarihli itirazen şikâyet dilekçesi ve İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nce Kuruma gönderilen E:2013/2078, K:2013/1782 sayılı karar incelendiğinde; başvuru sahibinin yasaklama işlemine karşı açtığı davada ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararın, Danıştay 13. Dairesi’nin 22.04.2011 tarih ve E:2009/5244, K: 2011/1763 sayılı kararı ile bozulduğu anlaşılmaktadır. Mevcut incelemeye konu husus ise isteklinin geçici teminatının gelir kaydı işlemine ilişkindir.
Yapılan incelemede, sözleşme imzalamaması nedeniyle başvuru sahibi hakkında idarece yasaklama kararı verildiği ve geçici teminatının gelir kaydedildiği, geçici teminatın gelir kaydına karşı 19.06.2008 tarihinde idareye şikâyet başvurusunda bulunduğu (İdarenin 21.02.2014 tarih ve 36903431 sayılı yazısı ekinde gönderilen belgelerden, başvuru sahibi tarafından çekilen ve teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin geri alınması gerektiği, idarenin söz konusu işleminin mevzuata aykırı olduğunu ifade eden 18.06.2008 tarihli ihtarnamenin 19.06.2008 tarihinde idareye ulaştığı görülmüş, söz konusu ihtarname idareye yapılmış şikâyet başvurusu olarak değerlendirilmiştir. Anılan ihtarnamede şikâyete konu hususun 18.06.2008 tarihli yazı ile öğrenildiği belirtilmiştir.), aynı gün İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığı, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.12.2008 tarih ve E:2008/368, K:2008/794 sayılı görevsizlik kararı üzerine, İstanbul 10. İdare Mahkemesinde dava açıldığı, İstanbul 10. İdare Mahkemece esastan verilen karar için temyize gidildiği, Danıştay 13. Dairesi’nin 28.01.2013 tarih ve E:2011/1706, K:2013/147 sayılı kararında “…geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle davalı Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne karşı açılan davada; idari merci tecavüzü nedeniyle dosyanın merciine tevdii kararı verilmesi gerekirken, davanın esasının incelenmesi suretiyle verilen İdare Mahkemesi Kararında usule uyguluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle;…İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nin 30.11.2010 tarih ve E:2009/1122, K:2010/1764 sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine” ifadelerine yer verildiği, Danıştay’ın usulden bozma kararı üzerine İstanbul 10. İdare Mahkemesince alınan E:2013/2078, K:2013/1782 sayılı karar ile dava dilekçesinin İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında Kurumumuza gönderildiği, mahkeme kararı ve dava dilekçesinin 20.01.2014 tarihinde Kurum kayıtlarına alındığı ve aynı gün İhalelere Yönelik Yapılacak Başvurular Hakkında Yönetmelik’in 15’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca başvurunun idareye gönderildiği tespit edilmiştir. Bu kez yine geçici teminatın idarece irat kaydedilmesine yönelik işlemin mevzuata aykırı olduğu iddiası ile 17.02.2014 tarihinde Kuruma itirazen şikâyet başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
19.06.2008 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İhalelere Yönelik Yapılacak Başvurular Hakkında Yönetmelik’in 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında “Kuruma itirazen şikayet süresi; Kanunda ve bu Yönetmelikte özel süre öngörülmeyen hallerde onbeş gündür. Bu süre, idareye yapılan şikayet üzerine alınan kararın bildirimini veya otuz gün içinde idarece karar verilmemesi halinde bu sürenin bitimini izleyen günden itibaren başlar.” hükmü yer almaktadır.
Anılan Yönetmelik hükmü uyarınca idareye yapılan şikâyet başvurusu (19.06.2008) üzerine idarenin otuz günlük karar verme süresini izleyen on beş gün içerisinde Kuruma itirazen şikâyet başvurusunda bulunulması gerekirken bu sürenin bitiminden sonra 17.02.2014 tarihinde Kuruma itirazen şikâyet başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 9’uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.” hükmü aynı Kanun’un 15’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Dilekçelerin görevli mercie tevdii halinde, Danıştaya veya ilgili mahkemeye başvurma tarihi, merciine başvurma tarihi olarak kabul edilir.” hükmü yer almaktadır. Anılan Kanun maddelerinde adli yargı yerlerinde açılmış davanın görev yönünden reddedilmesi halinde, kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği, görevsiz yargı merciine başvurma tarihinin idare mahkemesine başvurma tarihi olarak kabul edileceği, idare mahkemesinin dilekçeyi görevli merciye tevdii halinde ise idare mahkemesine başvuru tarihinin ilgili merciye başvuru tarihi olarak kabul edileceği hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede, Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.12.2008 tarihli görevsizlik kararı üzerine 23.03.2009 tarihli dava dilekçesi ile İdare Mahkemesi’ne yapılan başvurunun Kanun’un maddesinin aradığı “kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde başvurma” koşulunu sağladığı kabulü yapılarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davanın tarihi (19.06.2008) Kuruma başvuru tarihi olarak değerlendirilse dahi, 19.06.2008 tarihinde aynı zamanda şikâyet başvurusunun da yapıldığı, şikâyete idarece verilecek cevap beklenmeksizin Kuruma yapılan başvurunun (İstanbul 10. İdare Mahkemesi tarafından Kuruma gönderilen dava dilekçesi) İhalelere Yönelik Yapılacak Başvurular Hakkında Yönetmelik’in 15/2 maddesi uyarınca idareye gönderildiği, Yönetmelik’in aradığı şekil unsurları tamamlanarak yapılan başvurunun ise 17.02.2014 tarihinde Kurum kayıtlarına alındığı, 17.02.2014 tarihli başvurunun ise süre yönünden uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onuncu fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere;
Başvurunun reddine,
Oybirliği ile karar verildi.
İtirazen Şikayet Başvurusunun Şekil Yönünden Reddi – Yatırılması Zorunlu Olan Başvuru Bedelini Yatırılmaması
Karar No : 2019/MK-192
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2018/305609 İhale Kayıt Numaralı “999 Kw Kurulu Gücünde Güneş Enerji Santrali Yapım” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Karatay Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yapılan 2018/305609 ihale kayıt numaralı “999 Kw Kurulu Gücünde Güneş Enerji Santrali Yapımı” ihalesine ilişkin olarak Halil Söyler itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 19.09.2018 tarihli ve 2018/UY.IV-1681 sayılı karar ile başvurunun birinci, üçüncü ve dördüncü iddiaları ehliyet yönünden; birinci, ikinci ve dördüncü iddiaları süre yönünden; tüm iddiaları ise şekil yönünden uygun bulunmayarak “Başvurunun reddine” karar verilmiştir.
Davacı tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 6. İdare Mahkemesinin 04.12.2018 tarihli ve E:2018/2232, K:2018/2819 sayılı kararı ile davayı reddetmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Onüçüncü Dairesinin 27.03.2019 tarihli E:2019/568, K:2019/942 sayılı kararında “Yukarıda aktarılan kanun hükümlerine göre ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday, istekli veya istekli olabileceklerin şikayet ve itirazen şikayet başvurusunda bulunabilecekleri, ihaleye teklif veren gerçek ve tüzel kişilerin istekli statüsünde bulunduğu ve ihalenin üzerinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın şikayet ve itirazen şikayet başvurusunda bulunabilecekleri açıktır. Nitekim Dairemizin 08.12.2016, E:2016/4812, K:2016/4135 sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu itibarla Mahkeme kararının davacının birinci, üçüncü ve dördüncü iddiaları bakımından başvuru ehliyeti olmadığı yönündeki tespitinde hukuki isabet bulunmamakla birlikte davacının 4734 sayılı Kanun’un 53. maddesinin (j) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca yatırılması zorunlu olan başvuru bedelini yatırmadığı görüldüğünden, başvurunun şekil yönünden uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda itirazen şikayet başvurusunun şekil yönünden reddi yolundaki dava konusu Kurul kararı ile davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” ifadelerine yer verilerek Mahkeme kararının farklı gerekçe ile onanmasına karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
Kamu İhale Kurulunun 19.09.2018 tarihli ve 2018/UY.IV-1681 sayılı kararının ehliyete ilişkin değerlendirmelerinin iptaline,
Oybirliği ile karar verildi.
Kısmi Teklife Açık İhale – Teklif Verilmeyen Kısımlar Açısından İtirazen Şikayet Hakkı – Ehliyet
KARAR NO : 2017/MK-118
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2016/53690 İhale Kayıt Numaralı “8 Bölge Müdürlüğü, 12 Ay Ve 7 Ay Süreli Şoförlü Ve Şoförsüz Taşıma Hizmeti Alımı” İhalesi
DSİ Genel Müdürlüğü 8. Bölge Müdürlüğü tarafından 30.03.2016 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “8. Bölge Müdürlüğü, 12 Ay ve 7 Ay Süreli Şoförlü ve Şoförsüz Taşıma Hizmeti Alımı” ihalesine ilişkin olarak Gök-Er Taşımacılık Sın. Tic. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin 11.04.2016 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 13.04.2016 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibince 22.04.2016 tarih ve 25132 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 22.04.2016 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 11.05.2016 tarihli ve 2016/UH.I-1259 sayılı karar ile “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.
Davacı Gök-Er Taşımacılık Sın. Tic. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 18. İdare Mahkemesinin 05.08.2016 tarih ve E:2016/2639, K:2016/2171 sayılı kararı ile “davanın reddine” karar verilmiş, anılan karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Bu kez Danıştay 13. Dairesi tarafından verilen 24.11.2016 tarihli ve E:2016/4184, K:20163871 sayılı kararında, “Dava; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 8. Bölge Müdürlüğü tarafından 30.03.2016 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “8. Bölge Müdürlüğü, 12 ay ve 7 ay süreli Şoförlü ve Şoförsüz Taşıma Hizmeti Alımı İhalesi”ne ilişkin olarak davacı firmanın itirazen şikâyet başvurusunun ihalenin davacının teklif verdiği 1. ve 4. kısımlarına dair itirazlar yönünden reddine, ihalenin davacının teklif vermediği 2. ve 3. kısımlarına ilişkin itirazlar yönünden ehliyet bakımından reddine ilişkin 11.05.2016 tarih ve 2016/UH.I-1259 sayılı Kamu İhale Kurulu kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; başvuru sahibi tarafından 1. ve 4. kısma teklif verildiği, ihalenin 1. kısmının birinci ara toplamı 281.016,00-TL+109.284,00-TL =390.300,00-TL olması gerekirken ara toplama 309.300,00-TL yazılmak suretiyle aritmetik hata yapıldığı, bu durumda idarece ihalenin 1. kısmı için teklifin aritmetik hata yapıldığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılmasının mevzuata aykırı olmadığı, birim fiyat teklif cetvelinde yazılı genel toplam tutar ile birim fiyat teklif mektubundaki tutarın uyumlu olması gerektiği, başvuru sahibine ait birim fiyat teklif mektubunda yazılı tutarla, ekindeki birim fiyat teklif cetvelinde yazılı toplam tutarın karşılaştırılamadığı, zira, cetvelde teklif verilen kısımlara ilişkin genel toplamın yazıldığı satır ve sütunun bulunmadığı, dolayısıyla idare tarafından teklifinin değerlendirme dışı bırakılması işleminin mevzuata uygun olduğu, .davacının ihalenin 2. ve 3. kısımlarına ilişkin itirazlarının ise, davacı tarafından bu kısımlara teklif verilmemiş olması sebebiyle “ihalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik”in 5. maddesi gereği şikâyet hakkı sadece isteklilere tanınmış olduğundan bu hususta şikâyet hakkının olmadığının sabit olduğu, ihale dokümanındaki düzenlemelerin Kanun ve Yönetmeliklere aykırı olduğu iddiasına ilişkin ise, İdari Şartnamenin şikâyete konu hükümlerinin ihaleye de yansıyan hükümler olduğu, şikâyete konu edilen durumun farkına varılmış olması gereken tarihin ilk ilan tarihi olan 02.03.2016 tarihi olduğu, ilk ilan yayımlandıktan sonraki 10 gün içinde idareye şikâyet başvurusunda bulunulması gerekirken, 11.04.2016 tarihinde idareye şikâyet başvurusunda bulunan davacının süresi içinde başvuru yapmadığı, ayrıca ilan ve ihale dokümanına yönelik şikâyet başvurularının mevzuat hükümleri gereği’ ihale tarihinden üç iş günü öncesine kadar yapılması gerektiği, oysa başvuru sahibi tarafından bu süre geçirilerek kesinleşen ihale kararının 01.04.2016 tarihinde EKAP üzerinden kendisine bildirimi üzerine 11.04.2016 tarihinde idareye şikâyet ve devamında itirazen şikâyet’ başvurusunda bulunduğu görüldüğünden, itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin davacının teklifinin değerlendirme dışı bırakılması ile ihale dokümanındaki düzenlemelerin Kanun ve Yönetmeliklere aykırı olduğu iddiasına ilişkin bölümleri yönünden davanın reddine yönelik kısmının bozulmasını gerektirecek bir neden bulunmamaktadır.
İdare Mahkemesi kararının; dava konusu işlemin davacının ihalenin 2. ve 3. kısımlarına ilişkin iddialarına dair bölümleri yönünden davanın reddine yönelik kısmına gelince;
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “İhalelere Yönelik Başvurular” başlıklı 54. maddesinde; “ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler, bu Kanun’da belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunabilirler. Şikâyet ve itirazen şikâyet başvuruları, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yollarıdır.” kuralına yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde ise; aday, ön yeterlik için başvuran gerçek veya tüzel kişiler veya bunların oluşturdukları ortak girişimler; istekli, mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalesine teklif veren tedarikçi, hizmet sunucusu veya yapım müteahhidi; istekli olabilecek ise, ihale konusu alanda faaliyet gösteren ve ihale veya ön yeterlik dokümanı satın almış gerçek veya tüzel kişi ya da bunların oluşturdukları ortak girişim olarak tanımlanmıştır.
İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmeliğin “Başvuru Ehliyeti” başlıklı 5. maddesinde ise;
“(1) İhale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden;
a) İstekli olabilecekler; ön yeterlik ve/veya ihale dokümanının verilmesi, ön yeterlik ve/veya ihale ilanında veya ön yeterlik ve/veya ihale dokümanında yer verilen düzenlemeler ve/veya bu düzenlemeler ile idari uygulamalar arasındaki uyumsuzluklar,
b) Adaylar; belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan ihalelerde ön yeterlik başvurularının sunulması, değerlendirmesi ve sonuçlandırılmasına ilişkin idari işlem ve eylemler; belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan danışmanlık hizmet alımı ihalelerinde ise kısa listeye alınmış olmaları kaydıyla ayrıca ihale daveti ve/veya ihale dokümanının gönderilmesi, ihale dokümanında yer verilen düzenlemeler ve/veya bu düzenlemeler ile idari uygulamalar arasındaki uyumsuzluklar,
c) İstekliler; yeterlik başvurularının veya tekliflerin sunulması, değerlendirilmesi ve ihalenin sonuçlandırılmasına ilişkin idari ‘işlem veya eylemler hakkında başvuruda bulunabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Aktarılan kurallara göre, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya isteklilerin yanında, doküman satın almak suretiyle ihale sürecine katılma istek ve iradesini ortaya koymuş olan istekli olabileceklerin de ihalelere yönelik başvuru yollarını kullanma hakları bulunduğu açıktır.
Bu durumda, ihale dokümanını satın alıp, anılan ihaleye kısmi teklif veren davacı şirketin teklif vermediği kısımlar yönünden de şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunabileceği kabul edilerek, itirazen şikâyet başvurusunun ihalenin davacı şirketin teklif vermediği 2. ve 3. kısımlarına yönelik bölümünün esasının incelenmesi gerekirken, başvurunun bu bölümlerinin ehliyet yönünden reddinde hukuka uygunluk, temyize konu Mahkeme kararının dava konusu işlemin itirazen şikâyet başvurusunun ehliyet yönünden reddine dair bölümü bakımından davanın reddine ilişkin kısmında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin kısmen reddi ile temyize konu Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin 05.08.2016 tarih ve E:2016/2639, K.2016/2171 sayılı kararının; dava konusu işlemin itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin bölümü yönünden davanın reddine dair kısmının onanmasına, temyiz isteminin kısmen kabulü ile kararın dava konusu işlemin itirazen şikâyet başvurusunun ehliyet yönünden reddine ilişkin bölümü bakımından davanın reddine dair kısmının bozulmasına ve dava konusu işlemin bu kısmının iptaline” denilmek suretiyle Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin 05.08.2016 tarih ve E:2016/2639, K.2016/2171 sayılı kararının kısmen kabul/kısmen reddine karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle,
1) Kamu İhale Kurulunun 11.05.2016 tarihli ve 2016/UH.I-1259 sayılı kararının ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmının iptaline,
2) Anılan Danıştay kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda başvuru sahibinin incelemeye konu ihalenin teklif vermediği 2 ve 3’üncü kısımlarına yönelik iddiaları için esasının incelenmesine geçilmesine,
Oybirliği ile karar verildi.
- Published in İhale Danışmanı, İhale Danışmanlığı, İtirazen Şikayet, İTİRAZEN ŞİKAYET
Yapım İşi İhalesi – Ortaklık Durum Belgesinin Sunulması –Değerlendirme Dışı Bırakılma- EKAP – İtirazen Şikayet
Karar No : 2019/UY.II-398
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2018/587730 İhale Kayıt Numaralı “Tunceli İli Pertek 10 Yataklı Entegre İlçe Hastanesi Yapım İşi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından 18.12.2018 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Tunceli İli Pertek 10 Yataklı Entegre İlçe Hastanesi Yapım İşi” ihalesine ilişkin olarak Afacan Yap Sat İnşaat A.Ş.nin 29.01.2019 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 08.02.2019 tarihli yazısı ile reddi üzerine başvuru sahibince 18.02.2019 tarih ve 7621 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 18.02.2019 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.
Başvuruya ilişkin olarak 2019/212 sayılı itirazen şikâyet dosyası kapsamında yapılan inceleme neticesinde esas inceleme raporu tanzim edilmiştir.
KARAR:
Esas inceleme raporu ve ekleri incelendi.
İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, idare tarafından ihale komisyonu kararında ve şikayet başvurusu üzerine alınan kararda iş deneyim belgesinin kullanılabilmesi için gerekli olan ortaklık durum belgesi üzerinde şirketin bir ortağına ilişkin ortaklık bilgisi görülmekle birlikte, sunulan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde tüzel kişiliğin ortaklarına ilişkin son durumu gösterir tüm bilgilerin yer almadığı, bu hususa yönelik olarak tevsik edici nitelikte olan başka bir belgenin de teklif kapsamında sunulmadığından değerlendirme dışı bırakılmalarının mevzuata aykırı olduğu,
– 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 489, 490 ve 492’nci maddelerine göre anonim şirketlerde pay devir işlemlerinin, şirketçe onaylandıktan sonra pay defterine kaydedilmesinin gerektiği ve sadece pay defterine kayıtlı kişilerin pay sahibi olarak kabul edilebileceği, anonim şirketlerde pay devrinin ticaret siciline tescilinin ve ilanının zorunlu olduğuna ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketler için pay devrinin ticaret siciline tescilinin ve ticaret sicil gazetesinde ilanının zorunlu tutulmadığı, dolayısıyla anonim şirketlerde gerçekleşen pay devirlerinin tescil ve ilanının kurucu değil bildirici etkisi olduğu, kurucu etkisi olan hususun, hisse devrinin pay defterine işlenmesi olduğu, pay devri tarihi olarak, devrin pay defterine işlendiği tarihin kabul edilmesi gerektiği,
– Teklif kapsamında sunulan 05.11.2018 tarihli ve 9695 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde yeni ortaklık hisse devri sonucu şirketin tek pay sahipliği durumunun sona erdiği ve dayanak olarak Elazığ 4. Noterliği’nin 25.10.2018 tarih ve 20539 sayı ile tasdikli pay devrine ilişkin 31.03.2017 tarihli 7 sayılı Yönetim Kurulu kararının belirtildiği, söz konusu kararda yeni hisse durumunun belirlendiği ve pay defterine işlendiği, nitekim Elazığ Ticaret Odasından alınan 14.02.2019 tarihli ve 667 sayılı yazıda hisse durumlarının belirtildiği, 4734 sayılı Kanun’un 37’nci maddesine göre bilgi eksikliği kapsamında bu durumun Elazığ Ticaret Odasından hisse devrine ilişkin noter tasdikli pay defteri istenilerek tereddüt edilen hususların ortadan kaldırılabileceğinin açık olduğu,
Son ortaklık hisse durumunu gösterir bilgilerin Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliği’nin ilgili maddesi kapsamında EKAP’a kaydedildiği, bu itibarla EKAP’a kaydedilen bahse konu bilgilere idare tarafından ulaşılmasının mümkün olduğu,
– İş deneyim belgesi kullanılan Mahmut Polatoğlu’nun 31.03.2017 tarihinden itibaren şirketin %50’den fazla hissesine sahip ortağı olduğu, ortaklık oranının hiçbir zaman yarıdan fazla hissenin altına düşmediği, meslek mensubunca hazırlanmış ve kaşelenerek imzalanmış olan ortaklık durum belgesinde Mahmut Polatoğlu’nun belgenin düzenlenme tarihinden önceki bir yıl boyunca kesintisiz olarak %50’den fazla hissesine sahip ortağı olduğunun belirtildiği, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 5’inci maddesinde yer alan rekabet ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ilkeleri dikkate alınarak karar alınması gerektiği iddialarına yer verilmiştir.
A) Başvuru sahibinin iddialarının değerlendirilmesi sonucunda aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Tekliflerin değerlendirilmesi” başlıklı 37’nci maddesinde “İhale komisyonunun talebi üzerine idare tekliflerin incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde yararlanmak üzere net olmayan hususlarla ilgili isteklilerden yazılı olarak tekliflerini açıklamalarını isteyebilir. Ancak bu açıklama, hiçbir şekilde teklif fiyatında değişiklik yapılması veya ihale dokümanında yer alan şartlara uygun olmayan tekliflerin uygun hale getirilmesi amacıyla istenilmez ve yapılmaz.
Tekliflerin değerlendirilmesinde, öncelikle belgeleri eksik olduğu veya teklif mektubu ile geçici teminatı usulüne uygun olmadığı 36’ncı maddeye göre ilk oturumda tespit edilen isteklilerin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verilir. Ancak, teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmaması kaydıyla, belgelerde bilgi eksikliği bulunması halinde idarece belirlenen sürede isteklilerden bu eksik bilgilerin tamamlanması yazılı olarak istenir. Belirlenen sürede bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir. Bu ilk değerlendirme ve işlemler sonucunda belgeleri eksiksiz ve teklif mektubu ile geçici teminatı usulüne uygun olan isteklilerin tekliflerinin ayrıntılı değerlendirilmesine geçilir. Bu aşamada, isteklilerin ihale konusu işi yapabilme kapasitelerini belirleyen yeterlik kriterlerine ve tekliflerin ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığı ile birim fiyat teklif cetvellerinde aritmetik hata bulunup bulunmadığı incelenir. Uygun olmadığı belirlenen isteklilerin teklifleri ile birim fiyat teklif cetvellerinde aritmetik hata bulunan teklifler değerlendirme dışı bırakılır.” hükmü,
Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Aday veya isteklinin mesleki faaliyetini sürdürdüğünü ve teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren belgeler” başlıklı 38’inci maddesinde “(1) İhalelere katılacak aday veya istekliler tarafından,
a) Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesinin,
b) Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirkülerinin,
teklif kapsamında sunulması zorunludur. Ayrıca aday veya isteklilerin ihale tarihi itibariyle mesleki faaliyetlerini mevzuatı gereği ilgili odaya kayıtlı olarak sürdürmesi gerekmekte olup, ihale üzerinde kalan isteklinin sözleşme imzalanmadan önce, bu durumu tevsik eden belgeleri 4734 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat ile ön yeterlik ve ihale dokümanında yer alan düzenlemelere uygun olarak sunması gerekmektedir.” hükmü,
Aynı Yönetmelik’in “İş deneyimini gösteren belgeler” başlıklı 39’uncu maddesinde; “…(9) Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde; ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya serbest muhasebeci, yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından, ilk ilan veya davet tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belgenin sunulması zorunludur.” hükmü,
Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliği’nin “İhalelere katılacak gerçek ve tüzel kişilerin EKAP’a kaydı” başlıklı 7’nci maddesinde “…(5) EKAP’a kayıtlı olan; gerçek kişilerin kendileri ile vekil veya temsilcileri; tüzel kişilerin kendileri, ortakları ve ortaklık oranları (halka arz edilen hisseler hariç), yönetimindeki görevliler ile vekil veya temsilcileri için aşağıda yer alan bilgileri güncelleyip son başvuru veya ihale tarihinden ve sözleşme imzalamadan önce EKAP’a kaydetmeleri zorunludur. Bu kişilerin,
a) Gerçek kişi olması halinde adı, soyadı ve T.C. kimlik numarası ile varsa işletme adı ve ticaret unvanı,
b) Tüzel kişi olması halinde ticaret unvanı, vergi kimlik numarası ile varsa işletme adı.
(6) Bu madde kapsamında EKAP’a kaydedilen bilgilerin eksiksiz, doğru ve güncel olması gerekmektedir. EKAP’a kayıtlı gerçek veya tüzel kişiler tarafından, beşinci fıkrada belirtilen bilgilerde değişiklik yapılmasının gerektiği hallerde bu değişikliklerin, en geç değişiklik tarihini izleyen 7 (yedi) gün içerisinde ancak her durumda son başvuru veya ihale tarihinden önce, son başvuru veya ihale tarihinden sonra gerçekleşen değişikliklerin sözleşme imzalanmadan önce güncellenerek EKAP’a kaydedilmesi zorunludur.” hükmü,
Kamu İhale Genel Tebliği’nin “Tüzel kişilerin teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren belgeler” başlıklı 10/A maddesinde “10/A.1 İhaleye katılabilmek için başvuru veya teklif dosyasında sunulması gereken, tüzel kişi aday ve isteklilerin teklif vermeye yetkili olduğu hususunda son durumu gösterir belgelere ilişkin mevzuatta geçen “tüzel kişi ortakları” ifadesinden, bu ortakların ilgisine göre ad, soyad/ticaret unvanı, T.C. kimlik numarası/vergi kimlik numarası ile ortaklık oranları (halka arz edilen hisseler hariç); “tüzel kişilerin yönetimindeki görevliler” ifadesinden ise, teklif veya başvuru mektubu ya da sözleşmeyi imzalayanlar da dahil olmak üzere tüzel kişilikteki yönetim, temsil ve ilzama yetkili kişiler anlaşılır.” açıklaması,
Anılan Tebliğ’in “İdarelerce belgelerdeki eksik bilgilerin tamamlatılması” başlıklı 16.6’ncı başlıklı maddesinde “16.6.1 İhale dokümanında başvuru veya teklif zarfı içinde sunulması istenilen belgeler ve bu belgelere ilgili mevzuat gereğince eklenmesi zorunlu olan eklerinden herhangi birinin, aday veya isteklilerce sunulmaması halinde, bu eksik belgeler ve ekleri idarelerce tamamlatılmayacaktır. Ancak,
a) Geçici teminat ve teklif mektuplarının Kanunen taşıması zorunlu hususlar hariç olmak üzere, sunulan belgelerde ihale sonucu açısından teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmayan bilgi eksikliklerinin bulunması halinde, bu tür bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgeler,
b) Aday ve isteklilerce sunulan ve başka kurum, kuruluş ve kişilerce düzenlenen belgelerde, belgenin taşıması zorunlu asli unsurlar dışında, belgenin içeriğine ilişkin tereddüt yaratacak nitelikte olan ve belgeyi düzenleyen kurum, kuruluş veya kişilerden kaynaklanan bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgeler,
İdarelerce tamamlatılacaktır. Bu çerçevede, bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgeler, idarece ilgili kurum veya kuruluştan re’sen istenebilir. Söz konusu belgelerin aday veya istekliler tarafından tamamlatılmasının istenilmesi halinde ise bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgelerin niteliği dikkate alınarak idarelerce aday veya isteklilere iki iş gününden az olmamak üzere makul bir tamamlama süresi verilecektir…” açıklamaları yer almaktadır.
…
21.01.2019 tarihli ihale komisyonu kararı ile idarece başvuru sahibi tarafından teklif dosyası kapsamında sunulmuş olan Ticaret Sicil Gazetesi, imza sirküleri ve ortaklık durum belgesi üzerinden yapılan incelemede “…ortaklık durum belgesi üzerinde şirketin bir ortağına ilişkin ortaklık bilgisi görülmekle birlikte sunulan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi tüzel kişiliğin ortaklarına ilişkin son durumu gösterir tüm bilgilerin yer almadığı, bu hususa yönelik olarak tevsik edici nitelikte olan başkaca bir belgeye de teklif dosyası kapsamında yer verilmediği görüldüğünden Afacan Yap Sat İnş. A.Ş.’nin teklifi değerlendirme dışı bırakılmıştır.” şeklinde değerlendirme yapılarak başvuru sahibinin teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda aktarılan mevzuat ve ihale dokümanı düzenlemelerinden, ihalelerde aday veya isteklilerden; gerçek kişi olması halinde noter tasdikli imza beyannamesinin, tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesinin, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde ise, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgelerin ve tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirkülerinin istenilmesinin zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca Kamu İhale Genel Tebliği’nin 10/A maddesinde, ihaleye katılabilmek için teklif dosyasında sunulması gereken, tüzel kişi aday ve isteklilerin teklif vermeye yetkili olduğu hususunda son durumu gösterir belgelere ilişkin mevzuatta geçen “tüzel kişi ortakları” ifadesinden, bu ortakların ilgisine göre ad, soyad/ticaret unvanı, T.C. kimlik numarası/vergi kimlik numarası ile ortaklık oranları; “tüzel kişilerin yönetimindeki görevliler” ifadesinden ise, teklif veya başvuru mektubu ya da sözleşmeyi imzalayanlar da dahil olmak üzere tüzel kişilikteki yönetim, temsil ve ilzama yetkili kişilerin anlaşılması gerektiği belirtilmiştir.
Buna ek olarak isteklilerce teklif zarfı içinde sunulması istenilen belgeler ve bu belgelere ilgili mevzuat gereğince eklenmesi zorunlu olan belgelerden herhangi birinin, isteklilerce sunulmaması halinde, bu eksik belgelerin idarelerce tamamlatılamayacağı, ancak geçici teminat ve teklif mektuplarının Kanunen taşıması zorunlu hususlar hariç olmak üzere, sunulan belgelerde ihale sonucu açısından teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmayan bilgi eksikliklerinin bulunması halinde, bu tür bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgeler ile isteklilerce sunulan ve başka kurum, kuruluş ve kişilerce düzenlenen belgelerde, belgenin taşıması zorunlu asli unsurlar dışında, belgenin içeriğine ilişkin tereddüt yaratacak nitelikte olan ve belgeyi düzenleyen kurum, kuruluş veya kişilerden kaynaklanan bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgelerin idarelerce tamamlatılacağı anlaşılmıştır.
Yapılan incelemede başvuru sahibi Afacan Yap Sat İnş. A.Ş. tarafından teklif dosyasında 25.04.2016 tarihli ve 678 sayılı, 05.11.2018 tarihli ve 9695 sayılı Ticaret Sicil Gazeteleri, 10.05.2016 tarihli imza sirküleri ve iş deneyim belgesinin kullanılabilmesi için gerekli olan ortaklık durum belgesinin sunulduğu tespit edilmiştir.
Sunulan 25.04.2016 tarihli ve 678 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde Dörtaş İnşaat Sanayi ve Ticaret A. Ş. unvanının Afacan Yap Sat A. Ş. olarak değiştirildiği, yönetim kurulu üyeleri olarak Hikmet Afacan, Cahit Çiçek ve Ümit Barut’un seçildiği, şirketi temsil ve ilzama 3 yıl süre ile münferit olarak Hikmet Afacan’ın yetkili kılındığı, 25.11.2018 tarihli ve 9695 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde, Elazığ 4’üncü Noterliği’nin 25.10.2018 tarih ve 20539 sayı ile tasdikli tescil belgesi dikkate alınarak (pay devrine ilişkin yönetim kurulu kararı), şirketin tek pay sahipliği durumunun sona erdiği bilgilerine yer verildiği, www.ticaretsicil.gov.tr adresinden yapılan sorgulama sonucunda da 25.11.2018 tarihli ve 9695 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nden sonra yayımlanmış bir ticaret sicil gazetesinin olmadığı görülmüştür.
Teklif kapsamında sunulan ortaklık durum belgesi incelendiğinde; Mahmur Polatoğlu’nun belge düzenlenme tarihinden önceki bir yıl boyunca Afacan Yap Sat İnş. A.Ş.nin kesintisiz olarak %50’den fazla hissesine sahip ortağı olduğu belirtilmiştir.
Başvuru sahibi tarafından; “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 489, 490 ve 492’nci maddelerine göre anonim şirketlerde pay devir işlemlerinin, şirketçe onaylandıktan sonra pay defterine kaydedilmesinin gerektiği ve sadece pay defterine kayıtlı kişilerin pay sahibi olarak kabul edilebileceği, anonim şirketlerde pay devrinin ticaret siciline tescilinin ve ilanının zorunlu olduğuna ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketler için pay devrinin ticaret siciline tescilinin ve ticaret sicil gazetesinde ilanının zorunlu tutulmadığı, dolayısıyla anonim şirketlerde gerçekleşen pay devirlerinin tescil ve ilanın kurucu değil bildirici etkisi olduğu, kurucu etkisi olan hususun, hisse devrinin pay defterine işlenmesi olduğu, pay devri tarihi olarak, devrin pay defterine işlendiği tarihin kabul edilmesi gerektiği” iddia edilmekte ise de kamu ihale mevzuatının yukarıda aktarılan hükümlerinde ve İdari Şartname’nin ilgili düzenlemelerinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, bu ortakların T.C. kimlik numarası/vergi kimlik numarası, ortaklık oranları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeleri sunmak zorunda olduğu açıkça ifade edilmiştir.
Başvuru sahibinin teklif dosyasında sunmuş olduğu Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi, imza sirküleri ve iş deneyim belgesinin kullanılabilmesi için gerekli olan ortaklık durum belgesi üzerinden yapılan incelemede;
Ortaklık durum belgesinin ilk ilan veya davet tarihinden sonra düzenlenmesi gereken ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması şartını gösteren bir belge olduğu, yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinde ise isteklilerin ihale tarihi itibariyle son durumunu gösterir belgeleri sunması gerektiği, bu itibarla başvuru sahibi isteklinin anonim şirket olması nedeniyle sunmuş olduğu 14.12.2018 tarihli ortaklık durum belgesindeki bilgilerin ihale tarihindeki (18.12.2018) son ortaklık durumunu yansıtmayabileceği anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, 14.12.2018 tarihli ortaklık durum belgesi üzerinde Mahmut Polatoğlu’nun belgenin düzenlendiği tarihte ortaklık durumunun %52 olduğunun belirtildiği, şirketin bir ortağına ilişkin ortaklık bilgisi görülmekle birlikte, sunulan ortaklık durum belgesinde, Türkiye Ticaret Sicil Gazeteleri ve imza sirkülerinde tüzel kişiliğin diğer ortakları, ortaklık oranları ve T.C. kimlik numarası/vergi kimlik numarasının yer almadığı, bu hususa yönelik olarak tevsik edici nitelikte olan başkaca bir belgeye de teklif dosyası kapsamında yer verilmediği tespit edilmiştir.
Ayrıca “Elazığ Ticaret Odasından alınan 14.02.2019 tarihli ve 667 sayılı yazıda hisse durumlarının belirtildiği, 4734 sayılı Kanun’un 37’nci maddesine göre bilgi eksikliği kapsamında bu durumun Elazığ Ticaret Odasından hisse devrine ilişkin noter tasdikli pay defteri istenilerek tereddüt edilen hususların ortadan kaldırılabileceğinin açık olduğu” iddia edilmekte ise de itirazen şikayet dilekçesi ekinde sunulan Elazığ Ticaret Sicili Müdürlüğünün 14.02.2019 tarih ve 667 sayılı yazısında belirtilen Afacan Yap Sat A.Ş.nin ortaklık durumunu gösteren belgenin ve hisse devrine ilişkin noter tasdikli pay defterinin teklif dosyası kapsamında sunulmadığı, bu itibarla iddia konusu hususun bilgi eksikliği kapsamında tamamlanacak bir husus olmadığı, söz konusu hususa ilişkin yapılacak bir işlemin sunulmamış belgenin tamamlatılması sonucunu doğuracağı, böyle bir işlemin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 37’nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırılık teşkil edeceği anlaşılmıştır.
Buna ek olarak; “Son ortaklık hisse durumunu gösterir bilgilerin Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliği’nin ilgili maddesi kapsamında EKAP’a kaydedildiği, bu itibarla EKAP’a kaydedilen bahse konu bilgilere idare tarafından ulaşılmasının mümkün olduğu” iddia edilmekte ise de, Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliği’nin yukarıda aktarılan hükmü dikkate alındığında gerçek veya tüzel kişilerin EKAP’a kaydettikleri söz konusu bilgilerin beyan niteliğinde olduğu, dolayısıyla başvuru sahibinin son ortaklık hisse durumunu gösterir bilgilerin yeterlik kriterinde esas alınamayacağı anlaşılmaktadır. Söz konusu bilgi ve belgelerin var olup olmadığının EKAP üzerinden idarece görülebilmesinin, yukarıda aktarılan mevzuat ve ihale dokümanı düzenlemelerine göre belgelerin sunulması zorunluluğunu ortadan kaldırmadığı açıktır.
Yukarıda yapılan tespitler ve açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde başvuru sahibinin iddiasının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
B) İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik’in 18’inci maddesinin ikinci fıkrası yönünden yapılan inceleme sonucunda tespit edilen aykırılıklar ve buna ilişkin inceleme ve hukuki değerlendirme aşağıda yapılmıştır.
Yapılan incelemede Sıtkı Özbay – Bozduman Elek. İnş. ve Malz. Doğalgaz Bilgisayar Gıda Paz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığının özel ortağı Bozduman Elek. İnş. ve Malz. Doğalgaz Bilgisayar Gıda Paz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından teklif dosyasında 20.12.2017 tarihli ve 1267 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile 24.01.2018 tarihli imza sirkülerinin sunulduğu tespit edilmiştir.
Sunulan 20.12.2017 tarihli ve 1267 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ortaklar kurulunun 08.12.2017 tarihinde şirket merkezinde Ömer Bozduman başkanlığında toplandığı ve şirket adresinin değiştirildiği, 24.01.2018 tarihli imza sirkülerinde ise Ömer Bozduman’ın 20 yıl şirket müdürü seçildiği tespit edilmiştir.
İdare tarafından gönderilen ihale işlem dosyasındaki belgeler incelendiğinde Bozduman Elek. İnş. ve Malz. Doğalgaz Bilgisayar Gıda Paz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.nin sunduğu Ticaret Sicil Gazetesi’nde şirketin ortaklık oranlarının gösterilmediği, ayrıca imza sirkülerinde Ömer Bozduman’ın 20 yıl şirket müdürü seçildiği görülmekle birlikte, bu durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi’nin istekli tarafından teklif dosyası kapsamında sunulmadığı tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, Sıtkı Özbay – Bozduman Elek. İnş. ve Malz. Doğalgaz Bilgisayar Gıda Paz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığının teklifinin değerlendirme dışı bırakılması yönünde düzeltici işlem tesis edilmesi gerekmekte ise de, ekonomik açıdan en avantajlı birinci ve ikinci teklif sahibi istekliler değişmediğinden, bahse konu aykırılığın ihale sonucuna etkili olmadığı anlaşıldığından bu hususta düzeltici işlem tesis edilmesine gerek bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
Anılan Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikâyet başvurusunun reddine,
Oybirliği ile karar verildi.
Mal Alım İhalesi – İhtiyacın Uygun Şartlarla Karşılanması – Rekabetin Engellenmesi
Karar No : 2019/UM.I-400
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2019/22965 İhale Kayıt Numaralı “Hemodiyaliz Ünitesi için 9 Kalem Sarf Malzeme Alımı” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
Kırşehir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 19.02.2019 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Hemodiyaliz Ünitesi için 9 Kalem Sarf Malzeme Alımı” ihalesine ilişkin olarak Farmasol Tıbbi Ürünler San. ve Tic. A.Ş.nin 05.02.2019 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 06.02.2019 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibince 12.02.2019 tarih ve 6642 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 12.02.2019 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.
Başvuruya ilişkin olarak 2019/191 sayılı itirazen şikâyet dosyası kapsamında yapılan inceleme neticesinde esas inceleme raporu tanzim edilmiştir.
KARAR:
Esas inceleme raporu ve ekleri incelendi.
İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle,
…
4) Teknik Şartname’nin 5’inci maddesinde “…Solüsyon bidonları TSE belgesine sahip olacaktır.” düzenlemesinin bulunduğu, halbuki diyaliz solüsyonlarında bidonlar bakımından TSE belgesine sahip olma zorunluluğu değil, CE belgesine sahip olma zorunluluğunun bulunduğu, bu düzenleme ile TSE belgesi sahibi diyaliz solüsyonları lehine rekabetin kısıtlandığı iddialarına yer verilmiştir.
Başvuru sahibinin iddialarının değerlendirilmesi sonucunda aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.
…
4) Başvuru sahibinin 4’üncü iddiasına ilişkin olarak:
Teknik Şartname’nin 5’inci maddesinde “…Solüsyonlar 5 veya 10 litrelik bidonlarda olacaktır. … Solüsyon bidonları TSE belgesine sahip olacaktır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
4734 sayılı Kanun’un “Şartnameler” başlıklı 12’nci maddesinde “…İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin teknik kriterlerine ihale dokümanının bir parçası olan teknik şartnamelerde yer verilir. Belirlenecek teknik kriterler, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olacak, rekabeti engelleyici hususlar içermeyecek ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlayacaktır.
Teknik şartnamelerde, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenlemeler de yapılır…” hükmüne,
Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Teknik şartname” başlıklı 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasında “(2) Teknik şartnamede, varsa ulusal standart ve dengi uluslararası standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenleme yapılabilir. Ancak ulusal standardın bulunmaması durumunda sadece uluslararası standart esas alınarak düzenleme yapılabilir…” hükmüne yer verilmiştir. Bu kapsamda, kamu ihale mevzuatı çerçevesinde ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenlemelerin yapılması idarelerin takdirindedir.
Sonuç olarak; solüsyon bidonlarının TSE belgesine sahip olma şartı getirilmesinin idarenin takdirindeki bir husus olduğu ve mevzuata aykırılık taşımadığı; başvuru sahibince bu şartın belli bir markayı işaret ettiğine ilişkin bir iddiada da bulunulmadığı; 4734 sayılı Kanun’un temel ilkeleri çerçevesinde sadece rekabetin değil ihtiyacın uygun şartlarla karşılanmasının da sağlanması gerektiği; bu itibarla ihtiyacın daha uygun şekilde karşılanmasını temin etmeye yönelik bu düzenlemenin ihalenin iptal edilmesini gerektirmediği neticesine ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
Anılan Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikâyet başvurusunun reddine,
Oybirliği ile karar verildi.
Mal Alım İhalesi – Tek Bir Markanın İşaret Edilmesi – Rekabetin Engellenmesi
Karar No : 2019/UM.I-400
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2019/22965 İhale Kayıt Numaralı “Hemodiyaliz Ünitesi için 9 Kalem Sarf Malzeme Alımı” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
Kırşehir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 19.02.2019 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Hemodiyaliz Ünitesi için 9 Kalem Sarf Malzeme Alımı” ihalesine ilişkin olarak Farmasol Tıbbi Ürünler San. ve Tic. A.Ş.nin 05.02.2019 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 06.02.2019 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibince 12.02.2019 tarih ve 6642 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 12.02.2019 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.
Başvuruya ilişkin olarak 2019/191 sayılı itirazen şikâyet dosyası kapsamında yapılan inceleme neticesinde esas inceleme raporu tanzim edilmiştir.
KARAR:
Esas inceleme raporu ve ekleri incelendi.
İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle,
1) Teknik Şartname’nin 1’inci maddesinde “Her bir diyaliz takımı bir adet diyalizör, bir adet arter ven seti, bir adet arter, bir adet ven fistül iğnesi ve bir seanslık makinelerimize uyumlu toz bikarbonat kartuşu içerecektir.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenlemedeki idareye ait Fresenius marka cihazlara uyumlu toz bikarbonat kartuşunun patentli bir ürün olduğu ve sadece Fresenius Medical Care Hiz. A.Ş. ile bayileri tarafından tedarik edilebileceği, ayrıca düzenlemedeki ürünler Türkiye geneli uygulamaların aksine takım halinde istenildiğinden kartuş haricindeki ürünlerin de Fresenius Medical Care Hiz. A.Ş. ve bayileri tarafından tedarik edilebileceği, bu bağlamda söz konusu ürünler bakımından tek bir markanın işaret edildiği,
Başvuru sahibinin iddialarının değerlendirilmesi sonucunda aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.
1) Başvuru sahibinin 1’inci iddiasına ilişkin olarak:
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinde “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur…” hükmüne,
Aynı Kanun’un “Şartnameler” başlıklı 12’nci maddesinde “…İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin teknik kriterlerine ihale dokümanının bir parçası olan teknik şartnamelerde yer verilir. Belirlenecek teknik kriterler, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olacak, rekabeti engelleyici hususlar içermeyecek ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlayacaktır.
Teknik şartnamelerde, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenlemeler de yapılır. Bu şartnamelerde teknik özelliklere ve tanımlamalara yer verilir. Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilmeyecektir.
Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmaması veya teknik özelliklerin belirlenmesinin mümkün olmaması hallerinde “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla marka veya model belirtilebilir.” hükmüne,
Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Teknik şartname” başlıklı 14’üncü maddesinde “(1) Alınacak malın teknik kriterleri ve özellikleri, ihale dokümanının bir parçası olan teknik şartnamede düzenlenir. Teknik kriterlerin ve özelliklerin, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olması, rekabeti engelleyici hususlar içermemesi ve fırsat eşitliğini sağlaması zorunludur.
(2) Teknik şartnamede, varsa ulusal standart ve dengi uluslararası standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenleme yapılabilir. Ancak ulusal standardın bulunmaması durumunda sadece uluslararası standart esas alınarak düzenleme yapılabilir.
(3) Teknik şartnamede, belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilemez. Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmadığı veya teknik özelliklerin belirlenmesinin mümkün olmadığı hallerde, “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla marka veya model belirtilebilir…” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan mevzuat çerçevesinde teknik şartnamelerdeki teknik kriterlerin; verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olması; rekabeti engelleyici hususlar içermemesi ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlaması; belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün adı ile belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalar içermemesi gerekmekle birlikte; idarelerce ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve bu temel ilkeler arasındaki dengenin kurulması da önem arz etmektedir.
Teknik Şartname’nin 1’inci maddesinde “Her bir diyaliz takımı bir adet diyalizör, bir adet arter ven seti, bir adet arter, bir adet ven fistül iğnesi ve bir seanslık makinelerimize uyumlu toz bikarbonat kartuşu içerecektir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
İddia konusu hususa ilişkin olarak akademik bir kuruluşa “…a) Fresenius marka cihaza uyumlu (Fresenius marka toz bikarbonat kartuşu haricinde) başka markalara ait toz bikarbonat kartuşu bulunup bulunmadığı?
b) Uygulamada diyaliz takımını oluşturan her bir ürünün aynı marka olmasının zorunluluk arz edip etmediği, bir başka deyişle farklı markalara ait ürünler bir araya getirilerek diyaliz takımı oluşturulup oluşturulamayacağı?” hususları sorulmuştur.
Gönderilen teknik görüşte “4008s klasik ve 5008s model Fresenius marka diyaliz cihazları için kullanılan toz bikarbonat başka firmalar tarafından üretilememektedir. Diğer 4008s ve 4008B modeller için ise başka firmalar tarafından üretilen toz bikarbonat vardır.
Diyaliz takımını oluşturan her bir ürünün aynı marka olma zorunluluğu yoktur. Diyalizör, arter için fistül iğnesi, ven için fistül iğnesi ile arter-ven setinin şartnamesi ayrı olabilir. Bu şekilde ayrı ayrı da ihaleye çıkılabilir. Ama yine de diyalizör dışında arter ve ven için olan fistül iğnesi ile arter-ven setinin aynı marka olması kullanım kolaylığı açısından uygundur. Bu şekilde diyalizör dışında diyaliz takımının aynı marka arter ve ven iğnesi ile set içermesinin sakıncası yoktur. Ama yine de farklı markalara ait ürünler bir araya getirilip diyaliz takımı oluşturulabilir.” şeklinde açıklamalarda bulunulmuştur.
Teknik görüşten, Fresenius marka cihazın bazı modellerinde kullanılan toz bikarbonat kartuşlarının başka şirketlerce üretilmediği, bazı modellerinde kullanılan kartuşların ise başka şirketlerce de üretildiği, öte yandan farklı markalara ait ürünlerle diyaliz takımı oluşturulmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak; Fresenius marka cihazın bazı modellerinde kullanılan toz bikarbonat kartuşlarının başka şirketlerce de üretildiği; başvuru sahibince idaredeki Fresenius marka cihazın hangi model olduğu belirtilmediğinden kartuşlara ilişkin bu düzenlemenin tek markayı işaret ettiği kanaatine ulaşılamayacağı; kaldı ki idarelerce yalnızca rekabetin değil ihtiyacın uygun şartlarla karşılanmasının da sağlanması, bu iki temel ilke arasında dengenin temin edilmesi gerektiği, bu doğrultuda idarece envanterinde bulunan cihaza uygun kartuş istenilmesinin mevzuata aykırı olduğu sonucuna varılmasının uygun olmayacağı; öte yandan farklı markalara ait ürünlerle diyaliz takımı oluşturulmasının mümkün olduğu; bu nedenlerle birinci iddiaya konu hususların ihalenin iptal edilmesini gerektirmediği neticesine ulaşılmıştır.
Geçici Teminatın İrat Kaydedilmesi – İtirazen Şikayet Başvurusu – Tebligatın Usulüne Uygun Olmaması
Karar No : 2019/MK-176
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2010/45439 İhale Kayıt Numaralı “BİLİŞİM VE VERİ TEKNOLOJİLERİ MERKEZİ BİNASI İNŞAATI İŞİ” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü tarafından yapılan 2010/45439 ihale kayıt numaralı “Bilişim ve Veri Teknolojileri Merkezi Binası İnşaatı İşi” ihalesine ilişkin olarak Mefa İnşaat İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 28.06.2011 tarihli ve 2011/UY.I-2149 sayılı karar ile “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onuncu fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.
Davacı Mefa İnşaat İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 15. İdare Mahkemesinin 15.06.2012 tarihli E:2011/2368, K:2012/983 sayılı kararında davanın reddine karar verilmiştir.
Bu defa davacının söz konusu davayı temyiz talebi üzerine Danıştay Onüçüncü Dairesinin 21.12.2018 tarihli E:2012/3592, K:2018/4275 sayılı kararında “… Uyuşmazlık konusu olayda, ihalenin davacı şirket üzerinde bırakılması üzerine 12/10/2010 tarihli sözleşmeye davet yazısının gönderildiği, davacı şirket tarafından usulüne uygun tebligat yapılmadığı iddiasıyla 12/11/2010 tarihinde şikâyet başvurusunda, 02/12/2010 tarihinde başvurunun reddedilmesi üzerine 26/11/2010 tarihinde itirazen şikâyet başvurusunda bulunulduğu, 26/01/2011 tarihli Kurul kararıyla itirazen şikâyet başvurusunun tebligatın usulüne uygun olduğu gerekçesiyle reddedildiği, öte yandan şikâyet ve itirazen şikâyet başvuru süreci devam etmekte iken 05/11/2010 tarihinde idarece sözleşmenin bir başka şirket ile imzalandığı, bu arada davalı idarenin 12/01/2011 tarih ve 74.03.00 sayılı iç yazışmasından; 11/01/2011 tarihinde davacı şirketin geçici teminatının nakde çevrilerek idarenin banka hesabına yatırılıp irat kaydedildiği ve davacı şirkete bildirim yapılmadığı, geçici teminatın irat kaydedileceğine ilişkin önceden de davacıya bir bildirimde bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu Kurul kararında, geçici teminatın irat kaydı ile ilgili 26/01/2011 tarihli Kurul kararında değerlendirme yapıldığı ve işlemin uygun olduğu belirtilmiş ise de 26/01/2011 tarihli Kurul kararının, bu karara esas şikâyet ve itirazen şikâyet dilekçelerinin gelinmesinden geçici teminatın irat kaydına ilişkin bir iddianın bu dilekçelerde yer almadığı gibi Kurul kararında da bu yönde bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
Bu durumda, şikâyet ve itirazen şikâyet süreci tamamlanmadan usule aykırı olarak idarece 05/11/2010 tarihinde bir başka şirket ile sözleşme imzaladığı dikkate alındığında geçici teminatın irat kaydı işleminin usulüne uygun bir biçimde davacıya tebliğ edilmediği ve 26/01/2011 tarihli Kurul kararında bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı gözetilerek davacının geçici teminatının irat kaydı işlemine yönelik iddiasının incelenerek Kurulca bir karar verilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın başvurunun reddi yönünde verilen dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır…” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
1- Kamu İhale Kurulunun 28.06.2011 tarihli ve 2011/UY.I-2149 sayılı kararının iptaline,
2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, başvuru sahibinin geçici teminatın iade edilmesi hususundaki iddiasının esasının incelenmesine geçilmesine,
Oybirliği ile karar verildi.